adsense

10 Şubat 2018 Cumartesi

Galata, Pera, Beyoğlu: Bir Biyografi


...bütün seslere açıktır Beyoğlu, kapılarını kimseye kapamaz.
Yelda Türeli

Bizans çağının son iki yüzyılında Galata Cenevizlilerin kontrolünde kalmış ve hatta Türklerin fethinden sonra da Türk, Yunan, Ermeni, Yahudi ve Levanten avrupalıların yanı sıra İtalyan,Fransız ve Maltalı sakinleriyle İstanbul'un Latin bölgesi olmaya devam etmiştir.

Grand Rue de Pera= İstiklal Caddesi

Sykai= Galata bölgesi

İmparator II.Tiberios(578-582) Sykai kıyısına bir hisar inşa ettirmişti.Galata Hisarı olarak bilinen bu yapının temelleri Karaköy İskelesi yolcu salonunun karşısındaki Yeraltı Camii'nde halen görülebilir.

Sykai ismi 9. yüzyıla kadar kullanılmış,...daha sonra Galata ismine bırakmıştır.

Pera: Yunanca öte,ilerisi demektir.İlk başta Haliç'in ötesi, karşı kıyısı anlamında kullanılmış, sonunda sadece tepedeki en üst taraf için kullanılmıştır.

10. yüzyılın başında İtalyan şehir devletlerine kıyı boyunca ticaret merkezleri açma hakı verilince önce Amalfililer, sonra Pisallar ve Venedikliler, daha sonra da Cenevizliler buraya yerleşmeye başlamışlardır.

Cenevizliler 1261 yılında İznik Bizansları ile ittifak kurmuşlar, bu anlaşmayla Galata Cenevizlilere verilmiştir.

Cenevizliler..15. yüzyılın ortalarına kadar alanı ve surları genişletmeye devam ettiler...1348'de tamamlanan "İsa'nın Kulesi" olarak bilinen ve zamanla Galata Kulesi diye anılan yapıyı diktiler. Kule, Osmanlı zamanında 1791'de ve 1832'de Galata'nın çoğunu tahrip eden yangınlardan sonra birkaç kere elden geçmişti...Kule 67 metre uzunluğundadır..

(En eski İstanbul haritası...Constantinople (ca. 1420) by Cristoforo Buondelmonti )

Bizans'ın son döneminde Ceneviz Galatası Levant'taki başlıca limanlardan biri olmuş, Yunan Konstantinopolis'inin üç katı ticaret hacmine ulaşmıştır.

Cenevizliler11. yüzyıldan 1797 yılına kadar İtalya Yarımadası'nın kuzey batısında, bugünkü Cenova civarında hüküm sürmüş bir şehir devletidir.

Levantenler, en dar tanım olarak; şu anki Doğu Akdeniz'e kıyısı olan devletlerde yaşayan Osmanlı döneminde yerleşmiş, Fransız-İtalyan kökenli Katoliklerdir. 

Fatih 1453'te Konstantinopolis'i fethetmeden önce, Cenevizlileri, Galata kulesi hariç, surlarının bazı bölümlerini yıkmaya zorladı.Galata bağımsızlığını kaybetti, ancak Cenevizliler Osmanlı yasasına uyduğu  ve vergilerini ödediği sürece bir miktar özerklik ve istedikleri gibi ibadet ve Roma Kotalik kilisilerini muhafaza hakkı verdi.

17. yüzyılda Avrupalı güçlerin bazıları Galata'nın üst  tarafındaki Pera'da görkemli Büyükelçiler inşa ettirdiler.

Doğan Kuban'a göre 1455'te Galata'da sadece yirmi Türk yaşadığını belirtir.

1544-50, Petrus Gyllius'un Notitia'sında "Grand Rue de Pera" diye bilinecek anayolun tasviri gibi gözükmektedir:
"....Galata'nın en yüksek noktasında bir kule bulunuyor.Burada yaklaşık üç yüz adımlık binalarla dolu bir yükselti ve çevresinde de...iki bin adım uzunluğunda tepenin bayırı var.Ortasında evler, bahçeler, ve bağlarla dolu geniş bir yol geçiyor.Burası şehrin en hoş yeri."

Galata 1869'da tramwayla tanıştı; tek hatlı tramway Galata köprüsünü gecip Boğaz'ı takip ederek Ortaköy'e kadar gitmekteydi.1876'da Tünel;yani füniküleri açılmıştır.

Avrupalı gezginlerin gittiği otellerin hepsi Pera'dadır ve pek çoğu Grand Rue'dedir

Skarlatas D. Byzantinos, 1860'larda ki Havyar Han'ı şöyle anlatır:
"Bugun Havyar Han, isminin de söylediği gibi havyar ticaretinin merkezi olmakla birlikte, caddenin hemen karşısında yeni inşa edilen borsaya rağmen hala borsanın kalbidir.Burası en değerli tahvillerin alım satımının yapıldığı ve en büyük ticarethanelerin kaderine karar verilen yerdir.Burada paranın değeri belirlenir ve Osmanlı İmparatorluğunun mali gücü şekillenir...."

Yelkenciler hanı..17. yüzyıla tarihlenir ve Haliç'in Galata kıyısında günümüze ulaşan en eski ticari yapıdır.

Galata Mahkemesi Sokak..Arap Camii adıyla bilinen, Ceneviz Galatası'nın ayakta kalan Latin kiliselierinden biri...16. yüzyılın başında camiye çevrilmiş, Galata'ya yerleşen Magripli mülteci topluluğuna verilmiştir.

Yenii Camii 1697'de...San Francis Katolik Kilisesi'nin harabeleri üzerine inşa edilmişti. Bir gezgin kilise için şunları bildirmektedir "Yükseklik, azamet, biçim ve yapıda Ayasofyaya denkti..." Anacaddeden Bereketzade Sokak'a yürürken hem medrese hem çeşme görülebilir.

Perçemli Sokak...1671'de yapılan ve 1890'da yeniden inşa edilen Zulfaris Sinagogu...Galata'da günümüze kalan en eski sinagogdur bu.Uzun yıllar kapalı kalan Sinagog restore edilmiş, 1492'de İspanya'dan kaçan Sefarad Yahudilerini İstanbul'a ve Osmanlı İmparatorluğundaki çeşitli yerlere yerleştirmesi anısına 1992'de müze olarak yeniden açılmıştır.

19.yüzyılın sonuna kadar, şimdi Karaköy diye bilinen kıyı dar, kumlu bir kumsaldı...Yolcular ya 10-15 kişilik sandallarla ya da 3-4 kişilik kayıklarla Fransız Geçidi diye bilinen Gümrük İskelesine götürülürdü.

Karaköy'den Tophane'ye uzanan 758 metrelik rıhtımın yapımına 1892'de başlandı.

İlerleyen yıllarda bu rıhtım büyük göçler gördü.Bolşevik devriminden kaçan,Beyoğlu'nun sosyal yaşamında büyük etki yaratacak Rusları taşıyan gemiler buraya yanaştı...Türkiye Cumhuriyeti ordusu şehri işgal güçlerinden aldıktan sonra, 1922-1923'te işgali açıkca desteklemiş 50 bin İstanbull Rum, binlerce Ermeni, Yahudi ve Levasten misilleme korkusuyla kaçarken gemilere bu rıhtımdan bindi....1948-1952 arasında İstanbul Yahudilerinin birçoğu yeni kurulan İsrail'e gitmek üzere buradan gemiye bindi.1960'larda ise Almanya'ya göç etmek isteyen Türk işçileriyle doldu taştı.

...Galatanın dillere destan meyhanelerinin çoğu buradaydı.Evliya Çelebi zamanında iki yüz meyhane bulunduğunu söyler...17.yüzyıldan 19. yüzyılın sonuna kadar hizmet verdiği söylenen ünlü Laverintos Meyhanesi'nin yeri de burası gözükmektedir....19. yuzyılın son yıllarında pek çoğu Grand Rue de Galata, şimdiki adıyla Necatibey Caddesi yakınlarındaydı.

Meyhaneler genellikle zemin katta olurdu, bodrum katta ya da birinci katta ise "baloz"lar vardı.Sadece erkeklerin bulunduğu meyhanelerin tersine, balozlarda konsomatrisler çalışırdı...1918'lerde İstanbul'da Gazino diye bilinen işletmeler görülmeye başlandı...Genellikle meyhaneden cok daha klas işletmelerdi ve müşterilerinin arasında saygın kadınlarda bulunurlardı

Grand Rue de Galata'da meyhane ve balozların yanı sıra pek çok tiyatro da vardı.Hepsi de 19. yüzyıl ortalarında kurulan ve yerel Rum tiyatro topluluklarının oyunlar sergilediği tiyatrolardı...1920'lerde kanto dünyasının da kalbiydi.

İkinci dünya savaşı esnasında Galata meyhaneleri düşüşe geçti, 1960'larda ise tamamen ortadan kayboldu.

Rıhtım Caddesinin sonunda 1912-1914'te yapılmış Çinili Rihtim'dır, şimdi Türk Denizcilik İşletmeleri Genel Müdürlüğüdür, zemin katı kurvaziyer yolcu gemilerinin yolcu salonudur.

Kemakeş Caddesinde yan yana iki camii var, Kemankeş Mustafa Paşa, Yer Altı Camiidir....Caminin arkasındaki ara sokakta güzel, eski bir mektep vardır.1732 yılında Osmanlı donanmasında yüksek rütbeli subaylarından İsmail Efendi tarafından kurulmuştur.Mektep tek odalı Osmanlı okul binalarından günümüze ulaşan en güzel örneklerinden biridir.

Yer Altı Camii adını ibadet bölümünün bodrum katta yer almasından alıyor...antik Galata Hisarının tonozu kilerinde veya bodrumunda yer alıyor. Burası kuşatma zamanı Haliç'in ağzını kapatan zincirin bir ucunun bağlandığı yer.

1453-1696 arasındaki dönemde bu bölgede en az on Rum Ortodoks kilisesi bulunmasında görülebilir...Bu on kiliseden sadece üçü halen mevcuttur.Bunlar Aziz Yahya(Aya Yani Prodromos), Aya Nikola ve Aziz Meryer(Aya Panayia)...Bu üç kilise, sembolu, haç ve hacın sağ üst köşesinde Türk bayrağından oluşan Türk Ortodoks kilisesine aittir...Bu mezhep 1884'te Yozgat'ın Akdağmadeni köyünde doğan Pavlos Karahisaridis(Zeki Erenorol) tarafından kurulmuştur...Karahisaridis Anadolulu, anadili Türkçe, istiklal Harbinde Yunan ordusuna karşı Mustafa Kemal'ın yanında yer alan, Karamanlılar diye de adılan Rum Ortodoks Hristiyan Cemaatinin bir üyesiydi..Anadolu Türk Ortodoksları Cemaitinin lideri sıfatıyla Ankara'da 23 Nisan 1920'deTMBB'nin açılış eden dini liderler arasında yer aldı ve gösterdiği çabalar daha sonra Atatürk tarafından "Türk İstiklal Harbi'ne bir ordu kadar hizmet ettiniz" sözleriyle takdir edildi...1922 yılında Kayseride Türk Ortodoks Patrikhanesini kurdu ve Patrik 1. Eftmemios unvanını aldı.1923'deki mübadele zamanında Türk hükümeti Papa Eftim ve 250 taraftarını Anadolu'dan alıp Galata'ya yerleştirdi. Aya Yani Prodromos ve Panayia kiliseleri kendisine verildi.Aya Yani Prodromos 1947 yılında Rum Ortodoks Kilisesine verildi...1960'lardan beri Doğu Süryani Kilisesine verilmiştir.

Galata Rum cemaati 19. yüzyıl sonunda 1200 aileden oluşuyordu...Eylül 1955 olayları sırasında Galata Rum nüfusunun 4200 kişi olduğu tahmin edilmektedir, ama bugun yok denecek kadar azdır.

Aya Yani Prodromos Kilisesi, Necatibey caddesinde, hoca Tahsin sokaktan bir sonraki Vekilharç sokaktadır.Kilise hakkında ilk referans 1583 yılındadır..Sakız Adalı Rumların Aya Yani Kilisesi adıyla bilindi.1774'deki yeniden inşası bugun gördüğümüz kiliseyle sonuçlanmıştır.

Aya Nikola Kilisesi, hoca Tahsin sokaktadır, kiliseye ait en erken kayıt 1583 tarihli Trifon cetvelidir...Panayia Kilisesi, Ali Paşa Değirmeni sokaktadır..Kırım'dan gelen Rumlar tarafından kurulmuştur.1731 tarihindeki yangından sonra yeniden yapıma tarihlenir ve 1924'den bu yana  Türk Ortodoks Kilisesinin patrikhanesidir.


Bölgede ayrıca dört Rus ortdoks şapel vardır,  hepside binaların en üst katındadır.

Boğaz'ın Avrupa yakasındaki en etkileyici camisi Kılıç Ali paşa Camii'ni görüyoruz. Cami 1580'de Mimar Sinan tarafından Osmanlı donanmasının büyük kaptanı deryalarından Kılıç Ali Paşa için yapılmıştır.

Kılıç Ali Camii külliyesi kapsamlıdır, medrese, hamam ve 1587'de ölen kurucusunun türbesinden oluşur..Kılıç Ali Paşa Camiinin kuzeyindeki ara sokağın karşısında şehirdeki barok çeşmelerin en ünlülerinden, Tophane Çeşmesi vardır. 1732'de Sultan 1.Mahmud tarafından yaptırılmıştır.

Özgün Osmanlı tophanesi(ana askeri dökümhanesi) buraya fetihten hemen sonra Fatih Sultan mehmed tarafından kurulmuştu...Ancak kanuni Sultan Süleyman zamanında yıkıldı ve fetih seferlerine hazırlık amaçlı daha geniş ve modern bir tesis kuruldu.Sultan Süleyman'ın tophanesi uzun zaman önce yitip gitmiştir, günümüzdeki yapı 1803 yılında Sultan 3.Selim tarafından yenileştirme ve modernize girişimlerine bağlı olarak inşa ettirilmişti.

Kasrın gerisinde Nusretiye Camii bulunur.Camii 1822-1826'da Sultan 2.Mahmud tarafından yaptırılmıştır.Mimari 19. yüzyılın büyük kısmında sultanlara hizmet eden ve boğaz kıyısında gördüğümüz pek çok cami ve sarayı yapan Ermeni mimarlar ailesinin atası Kirkor Balyan'dır.Cami barok ve ampir motiflerinin ilginç bir harmanıdır.

Kemeraltı Caddesini iki blok daha geçtiğimizde uzun çan kulesiyle dikkat çeken San Benoit Latin Katolik Kilisesi 1427 yılında Benediktenler tarafından kuruldu...1804 yılında kilisenin yanına bir de okul kurdular.

Alageyik sokak sola doğru kıvrılarak Zürafa Sokak ile kesişir.Aşkenaz Sinagogu görürüz.Burası 1901'de Rusya'dan İstanbul'a göç eden Aşkenaz Yahudileri tarafından kurulmuş...

Yüksek Kaldırım'a geliyoruz.Burası yüzyıllar boyunca Haliç'ten Galata Kulesine ve Pera'ya çıkan ana caddeydi. Özgün hali merdivenliydi...1950'lerde otomobiller için taşla döşendi

Yüksek Kaldırım'ın Kemeraltı Caddesi...meydanın sonundaki en seçkin bina.Karaköy Palas,İtalyan mimar Giulio Mongheri tarafından tasarlanan ve 1920 yılında tamamlanan güzel bir yapıdır.

Voyvoda caddesi..Galata'nın ana ticaret caddesi, Bankalar Caddesi...

Has Han'ın hemen arkasında Kamondo Merdivenlerini görüyoruz...merdivenlerin 1880'lerde Camondo ailesi tarafından yaptırılığına inanılmaktadır.

Bereket Han..Ceneviz Podestat'ı..arka tarafının yarısı günümüze kadar gelmiş bu Podestat binası ise 1316'da inşa edilmiş ve açık ara Galata'daki en eski yapıdır.

Eski Banka Sokak'ın sonunda Galata Kulesi Sokak...sağ köşede Ortaçağ Ceneviz Galatası'nın Podestat'ı ya da diğer adıyla Palazzo Communal...1316'daki özgün yapıdır.

Latin Katolik Sankt Georg Kilisesi...1303 tarihli Ceneviz belgesinde söz eder...1731 yangının hemen ardından kilise ve manastır Fransa Kralı XIV.Louis'den gelen bağış ile yeniden inşa edilmiştir.

Dominikenler İstanbul'a ilk defa 1204-1261'de Konstantinapolis'in Latin istilası esnasında gelmişler..tepenin aşağısına San Paolo ve San Dominik Kilisesi'ni(günümüzde Arap Camii) kurmuşlardı.Kilise 1475'te camiye çevrildiğinde tepenin yukarısına şimdi görüğümüz yere 1841'de daha büyük bir kilise inşa etmesi için Gaspare Fossati'yi tutttular.

Dominikan tarikatı; Aziz Dominik tarafından kurulmuş ve Papa III. Honorius tarafından 1216'da onaylanmış bir katolik tarikatıdır.
1582-1586 tarhlerinde hapsedilen Brettenli Michael, kuleyi: şöyle anlatır"Galatanın en yüksek noktasında, hendeğin başında, cok sağlam ve yüksek bir kule var. Sultanın çevresinde çeşitli işlerde çalıştırılan bin beş yüz kölesi burada barındırılıyor".1964-1967'de gerçekleşen restorasyon sırasında kulenin(Galata Kulesi) altındaki zindandan çok miktarda insan kemiği çıkartılmıştı, şüphesiz bunlar orada barındırılan kölelerden kalmadır.

Sultan 2.Selim(1566-1574) zamanında kule Pera'da bulunan ünlü gökbilimci Takuyiddin tarafından gözlem kulesi olarak kullanılmıştı....7. katta 17. yüzyıl ortasında bir çift kanat takarak Galata Kulesi'nin tepesinden uçup Boğaz'ı geçerek Üsküdar'a konan Hezarfen Ahmet Çelebi'nin kahramanlığını gösteren mermer kabartma bulunur.

Kuledibi denilen alanda..1813'e kadar nadir yerleşme vardı..Ancak Galata'nın surlarının yıkıldığı 1850'lerin sonuna kadar bu gelişme hız kazanmadı ve Yahudilerin Balat ve Fener'den buraya taşınmaya başladığı 1860'ların ortalarına kadar da nüfus yoğunlaşmadı.Bu bölgenin çoğunlukla Musevi bir miktar hristiyan ve Müslüman'dan oluşan demografik yapısı Yahudilerin İsrail'e göç etmeye başladığı, Rumların Yunanistan'a gitmek için ülkeden ayrıldığı 1950'lere kadar büyük oranda değişmeden kaldı....Apartmanlar boşalınca, kapıcılar buralara akrabalarını yerleştirmiş, sonunda Erzincanlıların sayısı Yahudileri geçmiş.

1960'larda Doğu Karadeniz'den İstanbul'a büyük bir göç dalgası yaşandı...1970'lere gelindiğinde bölge belirgin derecede Anadolu karakteri taşıyordu.

Büyük Hendek Caddesi..Neva Shalom Sinagogu..burası modern Galata'nın ana sinagogudur.

Serdar-ı Ekrem Caddesinde...şehirdeki en büyük ve en güzel Batı Kilisesi..1858-1868'de Büyük Britanya'nın Osmanlı sefiri tarafından inşa edilmiş Kırım Kilisesidir.Kilise Londra Adliye Binalarının mimarı George Edward Street tarafından tasarlamış, şimdi Anglikan Kilisesi olarak hizmet veriyor.

Eğer Serasker Çıkmazında tırmanırsak,İsveç Şapeline varırız...ilk olarak 1748'de inşa edilmiş, 1818'de restore edilmiş.

..19. yüzyılın son yarısında ve 20. yüzyılın ilk yarısında Galip Dede Caddesinin üst kısmı kitapçılarla doluydu...1950'lerin sonrasında müzik aletleri satan dükkanların merkezi olmuştu.

Caddenin üst ucuna yakın, Galata Mevlevihanesi...Tekke 15. yüzyılın sonunda Mevlana Celaleddin Rumi'nin soyundan gelen Şeyh Muhammed Semai Sultan Divani tarafından kurulmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında, 1920'lerde tüm tekkeler kapatılırken bu tekke de kapatıldı; müze halinde yeniden açıldığı 1975 yılına kadar kendi haline terk edilmişti; aradan gecen sürede iyi bir restorasyondan geçmiştir...Anadolu'da derviş hareketinin ilk çiçeklendiği 13. yüzyıl Selçuklularından, Mevlevi ve diğer sufi şairlerin ve felseficilerinin tasavvuf eserlerine ayrılmış Divan edebiyatı Müzesini barındırır.

Tünel meydanı..6. yüzyılda baş gösteren ilk veba salgınının kurbanlarının çoğu buraya gömülmüştü.
Galata limanı işlekleştikçe ve kalabalıklaştıkça, varlıklı tüccarlar evlerini...16. yüzyılın sonunda, Galata surlarının dışına, Grand Rue de Pera diye bilinecek yol boyunca taşınmaya başladılar.

17. yüzyılın başında...Asmalımescit ve Galatasaray'daki küçük müslüman yerleşimleri hariç, gelenek ve atmosfer..tamamen Avrupalı ve Hristiyan bir oluşumdu.

Avrupa Büyükeçilikleri...Türkiye Cumhuriyeti kuruluncaya kadar Pera'daki hayatı belirlemişlerdi.Sefaretlerin yanına çeşitli kiliseler kurulmuştu ve bunların bazıları modern bir biçimde günümüze ulaşmıştır.Bunların tamamı tünel ve Galatasaray meydanı arasındadır.

...Pera'lı ailenin haftanın üç gecesini tiyatro ya da konserlerde, kalan dört geceyi ise balolara, salonlara ve resmi olmayan sosyal toplantılara katılarak geçiriyordu..

1855'te Beyoğlu Belediyesi kuruldu.
1868'de...Pera'nın dili artık Fransızcaydı.

Atlı tramway 1869'da getirilmiş...1913'te Grand Rue de Pera boyunca işleyen atla çekilen tramwayların yerine elektrikli tramway geldi.

Tünel,..Haliç kıyısından Pera'ya çıkartma amacıyla tasarlanmış, Fransız mühendis Eugene-Henry Gavand tarafından 1871-1876 yıllarında yapılmıştır,Londra ve New York metrolarından sonra, dünyanın üçüncü metrosudur.



Günü Yaşa

Zengin bir insan, net bir milyonu varsa özgür olabilir.Yoksul bir insan ne yaptığına kimse aldırmadığı için özgür olabilirAma benim durumumdaki bir adamın ölene dek ter dökmesi gerekir.

Sana bir nasihat veriyim Wilky. Kimseyi sırtında taşıma!

Bir şeyi anlamış olman gerekir.Para kazanmak saldırganlıktır...İnsanlar borsaya öldürme duygusuyla giriyorlar.

Mış gibi yapan yalan ruhun çıkarları toplumsal hayatın, toplumsal mekanizmanın çıkarlarıyla aynı.İnsan hayatının temel trajedisi budur.

Yardım beklemekten başka şey yapmayan insanlar, beklerler.Beklemekten vazgeçmeleri gerekir.


4 Şubat 2018 Pazar

Şato

...siz kimsiniz ki!Saraya mensup değilsiniz, köyden de değilsiniz, siz bir hiçsiniz.

K. "şatodan lütuf değil, hakkımı istiyorum."

Biri birini almak zorundaysa ve o öteki kişi kendini aldırıyorsa, lütufta bulunan bu kişidir aslında.

...yukarıdaki yıldızların aşağıdaki fırtınaya fayda etmediği gibi yararsızdı.

Olga; "Resmi kararlar genç kızlar gibi ürkek olurlar."

Gözleri bağlı birini bezin arasından bakması için istediğin kadar yüreklendir, hiçbir şey görmeyeceklerdir.Ne zaman bağı alırsın, görmeye başlar.

Franz Kafka

2 Şubat 2018 Cuma

Biraz da müzik... Tom Waits – Little drop of poison

I like my town with a little drop of poison Nobody knows they're lining up to go insane I'm all alone, I smoke my friends down to the filter But I feel much cleaner after it rains And She left in the fall, that's her picture on the wall She always had that little drop of poison Did the devil make the world while God was sleeping You'll never get a wish from a bone Another wrong goodbye and a hundred sailors That deep blue sky is my home And She left in the fall, that's her picture on the wall She always had that little drop of poison Well the rat always knows when he's in with weasels Here you loose a little every day Well I remember when a million was a million They all have ways to make you pay And She left in the fall, that's her picture on the wall She always had that little drop of poison And She left in the fall, that's her picture on the wall She always had that little drop of poison
..............................

Bunu birde Gavin Bryars ve Jess Walker eşliğinde dinleyiniz
https://open.spotify.com/track/4S9Pv53XaGgcCOhNYpkyRa

ya da Maggie Baird
https://open.spotify.com/track/1WbbI49VDuOHTtQvOzSomn