Sadece okuduğum kitaplar, makaleler, beğendiğim müzikler ve biraz da farklı başlıklar...
adsense
31 Ekim 2020 Cumartesi
Körlük
30 Ekim 2020 Cuma
Bir Peynir...Grana Padano
Peynir yapma işleminin sonunda, Grana Padano, kokulu, kuru ve pullanan iç kısımları koruyan sağlam, kalın ve derinden saman renginde bir kabuk geliştirir. Grana, İtalyanca’da ince taneli dokuya, yoğun bir şekilde tatlandırılmış bir tada sahip olan “grenli” anlamına gelir. İtalyan Grana Padano Parmesan Peyniri yaşlandıkça, lezzetler belirgin, lezzetli ve karmaşık hale gelir ve doku daha ufalanır hale gelir. Parmigiano Reggiano’ya benzemesine rağmen daha geniş bir alanda üretildiği için daha ucuzdur. Grana padano permigiano reggiano’ya göre daha ufak, daha yumuşak ve daha az karmaşık bir lezzete sahiptir.
İtalyan Grana Padano Parmesan Peyniri, 35 ila 45 cm çapında ve 15 ila 18 cm yüksekliğinde silindirik tekerlekler halinde tüketime sunulmaktadır. Farklı olgunlaşma aşamalarında satılmaktadır: Grana Padano (9 ila 16 ay), Grana Padano oltre 16 mesi (16 ayın üzerinde) ve Grana Padano Riserva (20 ayın üzerinde) olarak sınıflandırılmaktadır.
• Genelde makarna, salata ve Carpaccio üzerine serpiştirilerek kullanılır.
29 Ekim 2020 Perşembe
Türklerin Tarihi Pasifik'den Akdeniz'e 2000 Yıl
Fransizca da kiosque adıyla bilinen halka açık müzik ya da gazete bayilerimiz, Türklerin köşk adını verdikleri küçük, gösterişli binalardan devşirmedir
Hollandalıların Avrupa'ya Boğaziçinden taşıdıkları lale, tulipe adını, bu çiçeğin taç yapraklarının bir türbanı andırmasından dolayı tülbent sözcüğünden almıştır.
Türk, Türkçe konuşandır.
Türk adını taşıyanlar başlangıçta Altay dağlarında yaşayan demirci bir halktır.
Hristiyanlıktan hemen önceki dönemde, uzun boylu, sarışın, mavi gözlü paleo Asyalılar ya da Türkleştirilmiş Hint-Avrupalılar olması gereken insanlardan oluşan Kırgız halkından Türk olarak söz edilir...Türkler dışardan evlenme eğilimde oldukları ve eşlerini Türk olmayanlar arasından seçtikleri, rastladıkları her kavimle karıştıkları,dilleri çok büyük bir çekim gücüne sahip olduğu ve pek çok topluluk da bu dili benimsediği için...Türklerin hiçbir ırksal özelliği yoktur.
...günümüzden önce gerçek bir Türk Devletinin, yani çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu, Türklerin yönettiği ve kendini Türk olarak kabul eden bir devletin hiç var olmadığı bile söylenebilir. TC kurulmasından önce tek istisnanın (T'u ku) Türük devleti olduğu söylenebilir.
Türk sözcüğü 19. yüzyılda köylüyü, kaba saba olan kişiyi anlatmak için kullanılmıştır.
Moliere..Kibarlık Budalası.."Şu Türkçe ne hayran kalınacak bir dil"...az sözcükle çok şey söyler
...Fransiz okurun Türkçe bir tümceyi,Fransizca bir tümceyi sonundan başına doğru okuyormuş gibi okuması gerekir.
Bu dilbilimsel yapı Türk karakterinin temel özelliklerini, onun ayrıntıdan esasa giden zihin yönetimini, mantığını, kesinlik, düzenlilik, belirli kurallara düşkünlük ile uyum ve denge eğilimini ortaya koymayı sağlar.
Türk dilinin uğradığı ilk önemli değişim Osmanlı yönetici sınıfının dini snobizminin sonucudur.Türk dilini çok sayıda Arapça ya da Farsça sözcük ve kural istila etmiştir.
Çağlar boyunca Türk dillerini yazmak için çeşitli alfabeler kullanıldı.Bunlardan en eskisi Runik yazı denilen alfabedir...Bu alfabe Turk fonolojisine iyi uyarlanmıştır...11. yüzyıla kadar kullanılmıştır...Uygur alfabesi Arap yazısını zorunlu kılıncaya kadar kadar ulusal aracı olucaktı...Arap alfabesi Turk fonotiğine fazla uygun uymuyordu..20. yuzyıldan bu yana Türkiye Türkleri Latin alfabesini kullanıyorlar.
Kuşkusuz göçebelik Türklerin başta gelen yaşam tarzlarından biri olmuştur...kadının yüksek bir yeri ve göçebeliğin getirdiği doğal özelliklerden biri olarak özgürlüğü vardır.
Türkçe olabilecek en eski sözcük Tengri milattan önce 3.yüzyılda karşımıza çıkıyor...Hem gökyüzü hem de ulu tanrıyı anlatan bu sözcük...
...çinlilerin M.Ö. 201 yılında Türkçe konuştukları bilinen en eski topluluk olduklarını kanıtladıkları kırgızlar, antropolojik olarak Hint-Avrupa ya da paleo Asyalı gurubundadır.
Jean-Paul Roux