adsense

30 Aralık 2020 Çarşamba

Masumiyet Müzesi

Bunun hayatımın en mutlu anı olduğunu anlayabilseydim, asla kaçırmazdım o mutluluğu.


Sibel'in evlenmeden önce benimle yatmasını aşk ve güven ile, Füsun'un aynı şeyi yapmasını ise cesaret ve modernlik ile açıklamış oluyordum...ağzımdan çıktığı için yıllarca pişmanlık duyacağım 'cesur ve modern' iltifatı yüzünden benimle yattığı için Füsun'a özel bir sorumluluk ve bağlılık duymayacağım sonucu çıkıyordu.Çünkü 'modern' olduğuna göre, evlenmeden önce bir erkekle yatmak ya da evlendiği gece bakire olmamak onun için yük olmazdı...

Füsün; 'Bana yalan söylemeni isterdim aslında...Çünkü insan ancak kaybetmekten cok korktuğu bir şey için yalan söyler.'

Aslında kimse, onu yaşarken hayatının en mutlu anını yaşadığını bilmez.Bazı insanlar kimi coşkulu anlarında hayatlarının altın anını 'şimdi' yaşadıklarını içtenlikle düşünebilir ya da söyleyebilirler belki, ama gene de ruhlarının bir yanıyla bu andan da güzelini, daha da mutlu olanını ileride yaşayacaklarına inanırlar.Çünkü özellikle gençliğinde hiç kimse bundan sınra her şeyin daha kötü olacağını düşünerek hayatını sürdüremeyeceği gibi,insan eğer hayatının en mutlu anını yaşadığını hayal edebilecek kadar mutluysa, geleceğin de güzel olacağını düşünecek kadar iyimser olur.

...en mutlu anı işaret ettiğimizde, onun çoktan geçmişte kaldığını, bir daha gelmeyeceğini, bu yüzden acı verdiğini de biliriz.Bu acıyı dayanabilir kılan tek şey, o altın andan kalma bir eşyaya sahip olmaktır.

'...Oğlum, bir kadına, zamanında, iş işten geçmeden iyi davranmayı bilmek lazım."

...ben mutluluğumu, onu korumak için değil, derinden derine yaklaşmakta olan bir mutsuzluktan, Füsun'u kaybetmekten korktuğum için fark etmiyordum.

...korkularının üzerine, düşüncesizlikle gidenlerin(bazılarının cesaret dediği şey budur) yapacağı gibi...

Sibel; "Yoksul ve hırslı bir kız olduğu için onunla böyle kolay bir ilişki kurabildin...Tezgahtar olmasaydı, belki de kimselerden utanmaz, onunla evlenirdin...Seni hasta eden şey bunlar işte...Onunla evlenememek, o kadar cesur olamamak."

Sibel;"Bence kültürlü ve uygar olmak da herkesin birbiriyle eşit ve özgür olması değil, herkesin kibarca diğerleriyle eşit ve özgürmüş gibi davranmasıdır."

...aşk ile birlikte umut bana acımla bitrlikte yaşama gücü verdiği için, çektiğim ıstırabın süresini uzatmaktan başka bir sonuç da vermiyordu.

Mutluluk, insanın sevdiği kişiye yakın olmasıdır yalnızca.(ona hemen sahip olmanız gerekmez)

Hissetmek ile hayal etmenin açtığı bu muğlak alem, bakışma sanatının inceliklerini yavaş yavaş Füsun sayesinde öğrenirken fark ettiğim ikinci büyük keşif oldu.

Bir kere sessizliğe büründükten sonra insanın ağzını açmasına imkan olmadığını, hatta insanın yıllarca, yüzyıllarca susacağını, onu sınıfta şaşkınlıkla seyrederken anlayamazdım...Ona olan aşkım, takıntım, her neyse, başka biriyle özgürce bu dünyayı paylaşmak yolunu tutamıyordu bir türlü.

Olup bitenleri, her şeyi aramızda en iyi Tarık Bey görmezlikten geliyor, en iyi o "gibi yapıyor"du.

...ona Masumiyet Müzesi'nin ölenle yaşamak için yapılmış bir yer olduğunu söyleyecektim.

İki türlü koleksiyoncu vardır:

1.Koleksiyonuyla gurulanıp onu teşhir etmek isteyen Mağrurlar(genellikle Batı medeniyetinden çıkar)

2.Toplayıp biriktirdiklerini bir kenarda gizleyen utangaçlar(modernlik dışı bir durum)

Utangaç koleksiyoncuların yaşadıkları toplum, koleksiyonları ve müzeleri önemsemediği için, toplamak bilgiye, öğrenmeye katkısı olan itibarlı bir şey olarak değil, saklanması gereken bir utanç olarak yaşanır.Çünkü koleksiyonlar utangaçların ülkesinde faydalı bir bilgiye değil, yalnızca utangaç koleksiyoncunun yarasına işaret eder.

İnsan, koleksiyonu yapan kişiyle, müzede gezerken, odaların birinde ya da merdivenlerde o ölmeden önce karşılaşabilir.Tuhaf değil mi Nesibe Hala?

Aristo'ya göre anları birleştiren çizginin Zaman olması gibi, eşyaları birleştiren çizginin de bir hikaye olacağını anlıyordum.

ORHAN PAMUK

Müze'den...




8 Aralık 2020 Salı

Eğitim Üzerine

İnsanoğlu eğitilmeye ihtiyaç duyan tek varlıktır. 

...terbiye süreci erkenden devreye sokulmalıdır.Şayet sokulmazsa,insanoğlunu sonradan değiştirmek oldukça zorlu olacaktır....insan gençliğini kendi sınırsız iradesinin güdümünde, başına buyruk geçirirse, bir tür vahşilik yani topluma ve kurallara uyumsuzluk sorunu hayatı boyunca peşini bırakmayacaktır...gençliğini anne şefkatiyle sarıp sarmalanmış bir ortamda geçiren birey, dünya keşmekeşinin içine girdiğinde her yönden zorlanacak, karşısında yıkılması zor duvarlar bulacak...bu durum soylu kimselerin eğitimde karşılaşılan büyük bir eksikliktir.




5 Aralık 2020 Cumartesi

Hakikat Şaraptadır (In Vino Veritas)


 ...anımsamanın ne olduğunu kavramış biri bütün bir ebediyet için tutsak edilmiştir ve ebediyet içinde tutsaktır; ve bir anıya sahip biri bütün bir dünyaya sahip birinden daha zengindir; ve sadece doğurmak üzere olan değil, her şeyin ötesinde anımsayan kutsanmış haldedir.

Ve tıpkı asil şarabın...sınırı geçerek lezzetlenmesi gibi, anımsama da su moleküllerinin yitirerek kıymetlenir; ama anımsama bu sebeple asil şarap kadar gerçektir, bir hayal ürünü değildir.

Başka birisine bir hayat borcu olmak en yüce şeydir...babayla oğul ilişkisinde oğul her zaman yanlış olandır diyen Çiçero'nun haklı olduğunu düşünüyorum...

Dünyada kadın kadar çekici başka bir mahlukat yoktu, çekici olduğu kadar masum; hiçbir ayartma bu mütevazılık kadar tuzağa düşürücü değildi ve hiçbir aldatma bu kadar eşsiz olamazdı.


Soren Kierkegaard