adsense

8 Temmuz 2018 Pazar

Tutku,Değişim ve Zarafet -1950'li Yıllarda İstanbul

...1950'lerde İstanbul'un kültürel kimliği dönüşüm geçirir.Demokrat Parti döneminde peş peşe göç dalgalarının yaşanmasının somut nedenleri var.1940'ların ikinci yarınında..gözlenen üretim yoğunlaşması,Balkanlar'dan gelen göçmen aileler..., çocuklarına daha iyi bir eğitim olanağı hazırlamak..için Anadolu'dan İstanbul'a gelenler çoğalır.

İstanbul 1950'lerde çok kültürlü yapısını büyük ölçüde korumaktadır.Şehrin sokaklarında Rumca, Ermenice sohbetlere, Judeo Espanyol şarkılara rastlamak mümkündür....6-7 Eylül progromu, İstanbul'un çok kültürlü yaşamına büyük bir darbe indirir...kozmopolit yapısıyla tanınan mahalleler tek kimlikli semtlere dönüşür.

Adnan Menderes "mührünü" İstanbul'a vurmak isteyince şehir ihtiraslı bir iktidar projesinin nesnesi haline gelir...Başbakan " fahri belediye başkanı" olarak 1956'dan itibaren hız kazanan  imar faliyetlerinin birçoğuna doğrudan müdahil olur...En ağır üzüntüyü yaşayanlar ise İstanbul'da birden çok tarihi kilisesi yıkılan Rumlardır.

1950'lerde uzaklaşmanın sınırları çok daha alçakgönüllü...Suadiye,Florya,Dragos,Adalar ya da Yalova, Çınarcık, sayfiye denince akla gelenler bunlar...

1950'lerde ada vapuru hikayeleri içinde en popüler olanlar aşık çiftlerin "uygunsuz halleri"dir.

Denizin üstünde, meraklı bakışlardan uzak denize girme arzusunun 19. yüzyılın ortalarında deniz hamamı denilen dört tarafı kapalı mekanların inşa edilmesini teşvik ettiğini biliyoruz....Deniz hamamı yerine plajların geçmesinin başlangıcı ise İstanbul'un işgal günlerine rastlar. İtilaf Devletleri tarafından İstanbul'a getirilen ve Yeşilköy-Florya tarafında kamplara kalan beyaz ruslar kadınlı,erkekli denize girmeye başladığında İstanbulular önce hayret eder, sonra yavaş yavaş plaj kültürüne adapte olmaya başlarlar.1935'te Mustafa Kemal'in Florya'ya gelmesi ve mimari Seyfi Arkan olan Cumhurbaşkanlığı yazlık köşkünün yapılması sonrası bölge hızla gelişir.Lütfü Kırdar..Florya'daki plaj tesilerini geliştirir....1950'lere doğru Moda ve Fenerbahçe dışındaki deniz hamaları tarihe karışır...

1950'ler aynı zamanda gazinolarda "matine" adı verilen programların popülerlik kazandığı zamanlardır.İki çeşit matine...ailece ve içki servisi olmaz...kadınlar matinesi..erkek olmaksızın sevdikleri sanatçıları dinlemeye giderler.

Ahmet Tanrıverdi, eğlencenin lokomotifinin Rumlar olduğunu, Müslümanların onlara imrenerek baktığını söyler.

Tanrıverdi 6 eylül gecesine dair:
...Bu vandalistlerin adalı olmadığını ama onları yönlendirenlerin adalı Demokrat Parti militanları olduğunu gördüm.İşin suyu çıkmış, CHP'lilerin de ev ve işyerleri tahrip ediliyordu...

1950'li ve 1960'lı yıllarda İstanbul'un gözde sayfiye yerlerinde...tiyatrosu,sergisi ve konserleri eksik olmaz.

Meyhane kültürünün hası Rum meyhanecilerin elinde, onların mekanlarında öğrenilir....2.Dünya Savaşı yıllarında ise Galata meyhaneleri de payını alır ve hızla irtifa kaybeder.1950'lerin İstanbul'unda sayıları azalmış ve yerlerini içkili restoranlara ya da gazinolara bırakmıştır.

...likörü fabrikada üretme fikri 1930'da ilk denemeyle, 1932'de ise seri üretimle ticari olarak yaşama geçirilir.Mecidiyeköy Likör ve Kanyak fabrikası...1950'ler de likör ikram etme alışkanlığının yaygınlık kazandığını görüyoruz.

...Bakır renkli bir şişede sunulan Paşa Likörü de dünya içki piyasasındaki en kaliteli üç kahve liköründen biriydi.

Bomonti Bira fabrikası..1934'den itibaren Tekel İşletmesi olarak İstanbullulara ve tüm ülkeye bira üreti.

İstanbullu deniz kirliliği nedeniyle artık uskumrudan yapılan çirozun tadını unutmuş durumda.

...çay tüketiminden önce kahvehane kültürünün kök saldığı bu topraklarda...çay içmenin yaygınlaşması ancak 1950'lerin ortalarına denk düşer.Ekonomik kriz sonrasında kahve ve ithalatı azalınca kahvesizlik tiryakilerin başına vurur.

Bakırköy hastanesinde...düşünen adam heykeli.

1956'da 23 binden fazla köpek itlaf edilir.

1952...500 seneden beri ilk kez bir yunan hükümdarı İstanbul'a ayak basmak üzeredir.

1950'de Rumlar yüzde 96 oranında "Enosis" demiştir, yani Yunanistan ile birleşme...

Ayasofya'nın camiye dönüşme talebi ise Menderes iktidarının ilk  dönemininde dillendirilmeye başlanmıştır.Nasıl olsa DP hükümeti ezanın yeniden arapça okunmasına kapıyı açmıştır...

 1955-57 tarihleri arasında..hisar içindeki tarihi mahalleler ve ahşap evler işgalci ve gecekondu görülerek kamulaştırılıp yıkılmıştır.

1954 yılında gündeme alınan Kıbrıs sorununun faturası...6-7 Eylül'de pogroma dönüştüğünde azınlıkların yaşadığı şehirler sarsılır...en fazla zararı İstanbul'un binlerce yıllık Hristiyan ve Yahudi nüfusu görür...

....sadece bir kıvılcım nedeniyle yayılmaz bu ateş.Günlerce öncesinden hazırlık yapılmıştır, hangi adreslere gidileceği,nerelerin yıkılıp döküleceği..listeler halinde dağıtılmıştır...şehrin dışından ellerinde kesici, delici aletli olan kitlelerin kamyonla taşındığını anlatır.

...askerler şehrin sokaklarına inmiştir...Kendilerine siten eden İstanbullulara yanıtları bellidir: "Müdahale emri gelmedi"

Barış Vahası anlamına gelen Neve Şalom.

1948'de İsrail'in kurulmasının ardından...Yüzlerce Yahudi'nin yüzlerce yıllık topraklarını terk edişi...

Emniyet 1951'de klakson çalınmasını belirli bölgelerde yasaklayan bir karar alır.

Gecekondular..1940'lı yılların ortalarında başlar ve yaklaşık bir kırk yıl kadar devam eder...Gecekonduların neden belirli semtlere yoğunlaştığını anlamak için üretim alanlarına bakmak şart...Kağıthane, Bomonti ve Dolapdere...

İstanbul'un birçok bölgesi 1950'lerin ikinci yarısında baştanbaşa yeniden imar edilir.1956 bir dönüm noktasıdır..bu dönemde girişilen "imar hareketinin" yasal çerçevesini oluşturur.
İmar hareketiyle yollar, bulvarlar, meydanlar açılır...tarihi eserler de dahil olmak üzere çok sayıda bina,işyeri ve ibadethane yıkılır.En ağır hasar Karaköy ile Kabataş arasındaki bölümdedir.

Yüksekkaldırım ününü İspanyol tarzı merdivenlerinden almıştır...1956'da yoldaki yayvan basamaklar tamamen kaldırılır ve düzleştirilir.Sonrasında araç trafiğine açılır ve o pitoresk hali kaybolur.

İspanya'da ki bir gazete'den  "Yol asfaltlamak hükümet etmek değildir."



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder