Bir insana hatalı olduğunu göstermek, faydalı olacak şekilde onu düzeltmek istediğimizde, kişinin meseleyi hangi yönüyle ele aldığına dikkat etmeliyiz, çünkü o yönden bakılırsa kişi genellikle haklı çıkar.Biz de hakkını teslim etmeli, ancak hatalı olduğu yönü de ona göstermeliyiz.Bu karşımızdakini memnun edecektir, çünkü yanılmadığını, sadece meseleye her yönden bakmayı başaramadığını görecektir.
Başkalarının aklına gelen sebeplere değil de, kendi keşfettiğimiz sebeplere genelde daha kuvvetle ikna oluruz.
Gündelik bir konuşma sırasında bir tutku veya bir izlenim dile geldiğinde, işittiğimiz şeyin gerçekliğini içimizde hissederiz, öncesinde içimizde olduğunu bilmesek de...ve bize bunu hissettiren kişiyi sevmeye başlarız, çünkü bize hissettirdiği şey kendi zenginliği değil yine bizim zenginlimizdir.Bu durum ondan hoşlanmamızı sağlar, paylaştığımız düşünsel ortaklığın, kalbimizi onu sevmeye yöneltmesi kaçınılmazdır.
İnsanların hakkınızda iyi düşünmesini mi istiyorsunuz? Kendinizden konuşmayın.
Ya çok gelir şarap ya da az.Çok verin, gerçeği bulamaz.Az verin, yine aynı.
...bütünü bilmeden parçaları, tek tek parçaları bilmeden de bütünü bilmeyi olanaksız sayıyıyorum.
Akıl hiçbir zaman hayalgücü karşısında üste çıkamazken hayalgücünün aklı kürsüsünden indirmediği çok nadirdir.
İnsanın hatalarının en gülünç sebebi aklı ile hisleri arasındaki savaştır.
...Hakikatın bu iki kaynağı, hisler ve akıl, güvenilir olmadıkları gibi, birbirlerini de yanıltırlar.Hisler, aklı aldatıcı görünümlerle yanıltır ve akla hissettirdikleri bu aldatmacaya sonra kendileri de kanarlar.Böylece akıl da hislerden intikam almış olur.
İnsan ne kadar kederli olursa olsun, bir eğlenceye, oyalanmaya dalması sağlanırsa bir süreliğine de olsa mutlu olur.Aynı şekilde insan ne kadar mutlu olursa olsun, tutku duyduğu bir şeyle meşgul olup oyalanmıyorsa veya sıkıntının yavaşça onu ele geçirmesini engelleyecek bir eğlencesi yoksa bir müddet sonra mahsun ve mutsuz olur.
Tarafınızı belirlerken hakikatı arama zahmetine girmelisiniz, çünkü gerçek ilkeye tapmadan ölürseniz, mahvoldunuz demektir.
İnsan ruhunun yüceliği vasatı korumayı bilmektedir.Yücelik vasattan ayrılmakta değil, ayırlmamaktadır.
Bir şey üzerinde yeterince düşünmemek de fazlaca düşünmek de bizi inatçı ve dediğim dedik kılar.
Her şeyin aynı yönde ve hızda hareket ettiğinde, bir gemi de olduğu gibi, hiçbir şey hareket etmemiş görünür.Herkes haddini aşarken, kimse haddini aşmıyor görünür.Kim durup kendine çekidüzen verirse, tıpkı sabit bir nokta gibi, başkalarının azgınlığına dikkat çeker.
İnsana tüm doğası hakkında bilgi veren iki şey vardır: içgüdü ve deneyim
İnsan ruhu hakkında o kadar yüce bir fikre sahibiz ki bir başka ruh tarafından değer verilmemeye veya küçük görülmeye tahammül edemiyoruz.Ve insanların tüm mutluluğu bu değere dayanır.
Akıl olmaksızın sadece tutkular olsaydı.
İkisinden de nasibini almış insan kavgasız olamaz, bunlardan biriyle barışması ancak diğeriyle savaş halindeyken mümkün olabilir.
Bu yüzden her zaman bölünmüş, kendisiyle çelişir durumdadır.
Zihnin işlerinde, merak.
Bilgelikte ise tam anlamıyla gurur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder