"İnsanın Anlam Anlayışı" Viktor Emil Frankl
Günlük tutmak daha az yas tutmamı sağlamadı ama travmayı atlatmama izin verdi.Ayrıca zorlu duygulardan kaçmak yerine onlarla yüzleşmenin gücünü gösterdi...
...tüketici kültürümüz, bizi rahatsız eden şeylerin çoğunu kontrol edebileceğimizi veya düzeltebileceğimiz, bunları yapamadıklarımız da fırlatıp atmamız ya da yerine yenisin, koyma fikrini destekler...Ne yazık ki bunların hiçbiri pek bir işe yaramaz.
Rahatsız edici duygu ve düşünceleri olumsuzdan olumluya dönüştürmeye çalışmak kendini daha kötü hissetmenin neredeyse kesin yoludur.
...olumsuzluk normaldir.Bu temel bir gerçektir.
Duygusal çeviklik elde etme süreci dört temel hareket ihtiva eder:
Kendini Göstermek..merakla, istekle yüzleşmek anlamına gelir
Kendini Göstermek..merakla, istekle yüzleşmek anlamına gelir
Araya Mesafe Koymak...zor duygularımız yaşarken onları tanımlayabilir ve tepki vermenin daha uygun yollarını bulabiliriz
Amacınız Doğrultusunda Yürümek...sizi siz yapan özünüzdeki değerler
Yola Devam Etmek
-İnce Ayar İlkesi
-Tahterevalli İlkesi...mücadele ile yeterlilik arasında mükemmel bir denge
Duygusal çevikliğin nihai hedefi, mücadele ve gelişim hissini ömür boyu canlı ve iyi tutmaktır.
Oltaya Takılmak
....sorun sadece kendimize anlattığımız şüpheli, her zaman doğru olmayan hikayelerin bizi çatışmalı bir halde bırakması değildir.Esas mesele bu hikayelerin tarif ettiği dünya ile yaşamak istediğimiz, gerçekten gelişebileceğimiz dünya arasındaki çatışmadır.
Düşüncelerinizi gerçekler olarak kabul ettiğinizde oltaya takılmış olursunuz.
Yetkili kim, düşünen mi yoksa düşünce mi?
Tekrar ediyorum, problemimizin bir kısmı sadece düşüncelerimizin işlenme biçimi bile olabilir.
"Harita, bölgenin kendisi değildir"
...fikirlere, objelere ve insanlara, hatta kendimize bile alışkanlığa bağlı, esnek olmayan tepkiler veririz.Bu kolay ve hızlı kategoriler ve onların yol açtığı çabuk kararlara genellikle sezgisel (heuristics) denir ama göz kararı sözü de aynı işi görür.
...ne yazık ki bu hızlı izlenimlerimiz yanlış olabilir.
"Hızlı ve Yavaş Düşünme" psikolog Daniel Kahneman
"Benim için zor bir soru çünkü düşünüyorum."
Sezgilerimiz...hakim olmaya başladığında...Çeviklikten yoksun kalırız
Fazla özgüven, deneyimli kişilerin bağlamsal bilgiyi görmezden gelmesine yol açar.
Belirli bir düşünmeye ya da davranma biçimine takılıp kalmış olan insanlar dünyaya olduğu gibi dikkat etmezler.Bağlam her ne olursa olsun ona karşı duyarsızdırlar.
1.Olta:Düşünceleri Suçlama
2.Olta:Maymun Zihinlilik...içimizdeki geveze
3.Olta:Eski, Bayat Fikirler
4.Olta:İnatçı Dürüstlük...Heraklitos...aynı nehirde iki kez yıkanılmaz
Nietzche..."Bir espri, bir duygunun mezar taşı yazısıdır."
Duygularımızı öldürerek "oltadan kurtulmaya" çalıştığımızda gerçek kurban bizim kendi esenliğimizdir. - Salla Gitsin...
Kara kara düşünenin hep kendine odaklanmsı başka kimsenin ihtiyaçlarına yer bırakmaz, bu yüzden dinleyiciler sonunda ondan uzaklaşır...ve yalnız başına bırakırlar.
Duygularınızla ne kadar mücadele ederseniz o kadar derine batarsınız.
Mutluluk oltası..."gülümsemeye devam edersek" her şeyin yolunda gideceği inancıdır.
Yanak kasları ve göz çevresi(orbikularis okuli) kasları...sahici bir gülümsemede her ikiside çalışır...sahte bir mutluluk ifadesi takındığımızda gözlerimizin yanında buluna bu minik kaslar hareketsiz kalır.
Mutlu insanlar genellikle ilk bilgilere gereğinden fazla önep verip sonraki ayrıntıları görmezden gelir veya küçümserler.Bu da tipik bir şekilde " halo etkisi" oluşturur.
Olumsuz ruh halleri içindeki insanlar daha zor kandırılabilir ve daha şüphecidirler.
Gerçek mutluluk, dışsal bir neden olmaksızın sırf sevdiğiniz için ilgilendiğiniz aktiviteler aracılığıyla gelir.
Farkındalık ve kabulle tam olarak kendimizi gösterdiğimizde en kötü şeytanlar bile genellikle geri çekilirler.
Kabul, değişimin ön koşuludur
Öz duyarlılığa sahip olan insanlar amaçlarına ulaşamadıklarında ki bazen bu olur, dağılmazlar.
...anlamlı bir hayat yaşamak ve gerçekten gelişmek için sahip olunması gereken en önemli becerilerden biri, perspektifinizi genişletin...
Nasıl bir ilişki kurmak istiyorum?
Hayatımın neyle ilgili olmasını istiyorum?
Çoğu zaman kendimi nasıl hissediyorum?Nasıl durumlar kendimi capcanlı hissetmemi sağlıyor?
Hayatın belirli bir yönünde "istiyorum" u bulamıyorsanız, bu durum sırada değişimin olduğuna dair bir işaret olabilir.
Konu etkili değişim yaratmak olduğunda isteme motivasyonuyla bağlantı kurmak önemlidir.
Duygusal çeviklik, aşırı yeterlilik ile aşırı zorluk arasında dengeyi bulmayı gerektirir.Bu da tahterevalli ilkesidir.
Hayattaki tahterevalli ilkesi, al-ver dengesinin, aşina olunanın yeterlilik ve rahatlılığının, bilinmeyenin heyecan ve hatta stresinin yaratıcı gerilimi içinde var olduğu noktanın bulunması anlamına gelir.Bu optimum gelişim bölgesine çok özel bir yolla geliriz: becerilerimizin kıyısında yaşadığımızda.
...uygun miktarda stres harika bir motivasyon kaynağı olabilir.Zaman zaman rahatsızlık verici olsa da bizi ileriye götüren şey strestir...Stres, değişim ve onunla gelen öğrenme ile büyümenin doğal ve beklenen tamamlayıcısıdır.
Gelişmek yaptığınız şeyin sınırlarının ve ona dair becerinizin veya derinliğinizin artmasıdır.Sınır konusunda kendinize şunu sorun:"Son zamanlarda beni korkutan ne yaptım?En son ne zaman birşey deneyip başarısız oldum?" Eğer hatırlamıyorsanız muhtemelen fazla güvenli davranıyorsunuz demektir.
Derinliğe gelince, en son ne zaman işteki yaratıcılık gerektiren bir girişime ya da ilişkinize bütün tutkunuzu yatırdığınız ve gerçekten her şeyi açıkça ortaya koyduğunuz için kendinizi kırılgan hissettiniz?etrafınızdaki insanları gerçekten tanıyor musunuz yoksa derin ve gerçek olanı sınırlayan havadan sudan sıhbetlere mi güveniyorsunuz?
Duygusal çevikiği olan bir lider..."Bu toplantının ortak amacı ne? Toplandığımızda ekip üyelerimin ne hissetmesini istiyorum?Geri bildirimim kendi amaçlarını gerçekleştirmelerine nasıl yardımcı olabilir?" diye sorgulayabilir.
Gerçek olmak biraz çiziklerinin olmasını, hatta belki biraz hırpalanmayı gerektirir.
Kendinizi acıyla gelecek olan sevgiye ve sevgiyle gelecek olan acıya, başarısızlıkla gelecek başarıya ve başarıyla gelecek başarısızlığa açın.