adsense

10 Ocak 2016 Pazar

Eski Roma

'Demek ki güç ve açgözlülük ortalığı kapladı; her şeye bulaştı, her şeyi talan etti,kutsal ve saygıdeğer hiçbirşey tanımadı; ta ki (Romalılar) kendi kendilerini yıkana dek.'
Sallust, Jugurtha ile savaş

MÖ 753 ile 510 yılları arasında Roma'yı krallar yönetiyordu ve son 3 kral Etrüsk'tü.Söylenceye göre ilk kral Romulus'tu.Romulus ve ikiz kardeşi Remus, savaş tanrısı Mars'ın oğullarıdır.Onları kıskanan büyük amcaları tarafından Latium'un ıssız topraklarına sürülürler.Burada vahşi yaşamın imgesi olan bir dişi kurt onları ölümden kurtarır ve emzirir.Daha sonra kardeşler çobanlar tarafından bakılıp büyütürler.Bu koşullar ikizlerin güçlü ama acımasız olmasına yol açar.Yetişkinliğe erişince kardeşler kenti hangisinin kuracağı konusunda kavgaya tutuşurlar.Bu kavga sırasında Romulus Remus'u öldürür ve ilk kral olur.

Senato(aristokrat ve zengin politik seçkinlerin sesi), diğer tarafta Roma halkı.Gücü aristokratlar ile halk arasında paylaştıran bir sistem.Bu kavram, Roma askerlerinin taşıdığı sancaklar üzerindeki arma olan  'SPQR'(Senatus Populusque Romanus, Roma Halkının Senatosu) kısaltmasını biçimlendirmişti.

Tüm bu savaşları kazanmak için tek bir şey gerekiyordu.Roma'ya bağlılık.Bu bağlılık, Roma'nın İtalya'nın sınırlarını aşan bir imparatorluk kurmasını sağlayan en büyük zenginliği oldu.

Roma cumhuriyetinde politik bir kariyerin temel unsuru her zaman saygınlıktı.Bu, zirveye ulaşmanın tek yoluydu.Aristokrat aileler bu saygınlığa yüzyıllar içinde ulaşmışlar, çocuklarının da asil babalarının düzeyine ulaşmaları için tutkuyla uğraşmışlardı.

MÖ 46'da, öldürülmesinden 2 yıl önce, Jül Sezar Roma Cumhuriyeti tarafından olağanüstü unvanlarla onurlandırıldı.Roma halkını özgürlüğe kavuşturan adam,iç savaşta binlerce kişinin ölmesinden de kısmen sorumluydu.Halkın savunucu Sezar, sonunda bir otokrata dönüşmüş, nerdeyse Tanrı gibi tapınılacak bir duruma gelmişti.

Cicero: 'Görüyor musunuz, devlet nasıl da zeki, uyanık ve hazırlıklı bir adamın eline geçti?Kesinlikle inanıyorum ki eğer o kimseyi öldürmez ve mallarına dokunmaz ise ondan en fazla korkanlar onun en büyük hayranı olucaklardır.Kent içinde ve dışında insanlar benimle konuşuyor.Onların tek derdi sahip oldukları araziler, küçük çiftlikler ve yatırımlar.Bakın şimdi işler nasıl tersine döndü.Artık güvendikleri kişiden korkuyor ve korktukları kişiyi seviyorlar.'

...Capitolinus Tepes,'ne çıktılar ve oradan halka 'özgürlük geri geldi' diye haykırdılar.Sezar'ın kanlar içinde cansı bedeni tek başına, yaptırdığı senato binasının önündeydi.

Augustus Roma'yı tuğladan yapılmış bir kent halinde bulduğunu ve burasını mermer bir kente dönüştürdüğünü söyleyerek övünüyordu...Barış Sunağı, Pantheon, kentin ilk taş amfiteatrı ve yeni Apollon Tapınağı, öte yandan belki de en büyük başarısı yeni Augustus Forumudur.

Cicero MÖ 66'da 'Yönetimde görevlendirdiğimiz kişilerin utanmazca ve ahlaksızca davranışlarından dolayı yabancı yabancı ulusların bizden ne kadar nefret ettiğini kelimelerle anlatmak olanaksız.'

Yahudiye'nin ganimetleri Colosseum'un yapımına harcandı.Kısmen Yahudi esirlerinin satışından elde edilen para ile yapı Vespasian'ın ölümünden sonra MS 80'de Titus tarafından tamamlandı.Günümüzde Roma yönetiminin en önemli sembolu olarak ayakta durmaktadır.

Hadrian gençliğinde Atina'da eğitim almış ve kendisine 'Küçük Yunanlı' lakabı takılmıştı.Desteklediği en büyük eser, imparator Augustus döneminde Agrippa tarafından yapılmış olan Roma'daki Pantheon'un yeni baştan inşası oldu.Yalnız tek tanrıya değil ROma imparatorluğunun tüm tanrılarına adanmış bir tapınak fikri tamamen Roma'nın üstünlüğünün simgesiydi.

Romalılar Latince ve Yunanca konuşuyor, dışındaki barbarlar ise bar-bar-bar dilini kullanıyordu.(Yunanlılar uzun sure kendi uygarlıkları dışında yaşayanlara, anlaşılması zor sesler çıkardıkları için bu adı vermiş ve bu yakıştırma Romalılar tarafından da benimsenmişti.)

Bu değişimi başlatan kişi ilk Hristiyan imparator Konstantin oldu.Onun Hristiyanlığı destekleme kararı Roma tarihinin, hatta dünya tarihinin belki de en önemli dönüm noktasıdır.

Bugun 'Bazilika' kelimesi dini bir bina için kullanılmaktadır ama Konstantin döneminde Romalılarca bir mahkeme salonu,pazar yeri ya da kamuya açık bir toplantı salonu olarak kullanılan laik, resmi yapı niteliğindeydi.Bu devlet yapısı kilise kimliğine bürünerek gelecekteki hristiyan kliselerine örnek oluşturdu.

Konstantin 'Yeni Roma' adını verdiği kentin temelini attı.Konstantin'in niyeti yepyeni bir Hristiyan imparatorluk kurmak idiyse, bunun temeli nerede atılabilirdi? Böylece 330'da Konstantinopolis doğmuş oldu.

'Otlar ne kadar sık olursa o kadar kolay biçilir.'

376'da batının çöküşüne yol açan ilk patlamayı ateşleyen, Roma'nın kuzey sınırlarına ilk kez saldıran halktan,yani Hunlardan geliyordu. Adı Atilla idi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder