adsense

20 Mart 2019 Çarşamba

İçimizdeki Şeytan

Ömer..."Allah aşkına? Bir türlü kendine ve insanlara gözlerini açarak bakamayacak mısın? Bütün ömrünü tasavvurlar, hayaller, Don Kişotça emeller peşinde koşup kendini aldatmak ve aleladeliklerinden başka hiçbir şey yapılmayan bu dünyada kendinin ve başkalarının fevkaladelikler yapacağını vehmetmekle mi geçecek?"

Eşraf:Bir yerin zenginleri, sözü geçenler, ileri gelenler
"Bu davranış, eşraftan bazılarının onlara yandaş olmasını sağlıyor."

Alelade: Her zaman görülen, olağan

Macide..."Mektepteki hayat, okuduğu kitapların ve dinlediği derslerin anlattığı şeyler onun, elli sene evvel taş kesilip olduğu yerde kalmış gibi hakikatten uzak olan evinden ve oradaki yaşayıştan tamamen ayrıydı."

Bedri..."Aklının almadığı bir bayalığı, düşünmekten bile utandığı bir iftirayı bu kadar tabiilikle müdafaa eden bir insana karşı değil kendini müdafaa etmek, ona küfretmek bile imkansızdı."

Bir insanı kendisi kadar, kendi düşüncüleri, dertleri, korkuları ve noksanları kadar ne meşgul edebilirdi?

Ne sözlerinde, ne tavırlarında hiç yapmacık bulunmayan, bir kadında pek az görülen bir cesaret ve bir açıklıkla insana uzun uzun bakan gözlerinde birçok şey ifade eden, fakat aynı zamanda bunlara gene pek tabii bir irade ile hakim olmayı bilen bu on altı yaşındaki genç kızı, mektebin diğer talebeleriyle karıştırmaya imkan yoktu.

Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı? Yaşayışımıza ve etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmekten ise hayatın ve muhitin verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak daha rahat, daha makul değil miydi?

"....Hayatta hiçbir şey uğruna ölmek için istenmez.Herşey yaşamamız için olmalıdır.Hatta biraz daha ileri gideyim, kendi yaşamamız için..."

"...Fakat içimde öyle bir şeytan var ki...bana her zaman istediğimden büsbütün farklı şeyler yaptırıyor."

Onu ben çocukluğumdan,
İlk rüyalardan tanırım.
Yalnız yürüdüğüm zaman
Odur arkamdaki adım.

Onun korkusu, içimde
Ürkek bir dünya yaratan....
Ben bu değilim...Ben başka bir şeyler olacağım...yalnız bu korku olmasa...Hiçbir şeyi bana tam ve iyi yaptırmayacağına emin olduğum bu şeytandan korkmasam...

Yüksek insan dışına değil, içine kıymet verendir.

İnsanlar hadiseleri basitleştirmeye, bayağılaştırmaya ne kadar meraklı...

İnsan bir kere öğrenmeye başladı mı, artık peşini bırakmamalı.

"Daha iyi, daha aydınlık bir yere varılacağına inanılmadan nasıl olur da bu yol yürünür?

...Karşımıza her şeyiyle çırılçıplak serilen bir insanın üzerimizde yaptığı mukavemet edilmez tesir onu da yakalamıştı.Maskesini, gizli maksatlarını ve bütün rollerini, bir an için bile olsa, üzerinden atmış olan biri ile yan yana bulunmak ona cesaret ve emniyet veriyordu.

"Hiçbir insan seven bir insanın karşısında alakasız olamaz."

"...Bundan sonra kafası, üzerinde düşünülecek şeyler bulmakla güçlük çekmeyecek; hisleri, koparılmadan kuruyan meyveler gibi, içinde buruşup kalmayacaktı."

"Ben hayata bağlanmak için ona muhtacım, o idare edebilmek için bana."

...Beni istenilen yere çekip götürmek ne kadar kolay?

"Dünyaya hükmetmeye hazırlanıyormuş!Dünya kim..?Benden başka dünya var mı?Herkesin bir tek dünyası vardır,o da kendisi...Zeki olmak, kuvvetli kafa ve bilgi sahibi olmak neye yarıyor?Bizi istediğimiz saadete götüremedikten sonra.."

"Namussuz insan suratı seyretmek istemiyorum.Kendim kendime yeterim..."

Cahil ve dalavereci bir yobazın kendini muhite yutturmak için müracaat ettiği esrarlı ve muammalı birkaç formül, birkaç dini teşbih, bir iki karanlık ifade bugün bile derhal aydınlık düşünceleri bulandırıyor.

....Fakat bu efendilerin hiçbiri kendisi değildir.Fikir diye ortaya attıkları her şey, kafalarına rasgele doldurdukları hazmedilmemiş, acayip, birbirine zıt bilgilerin tahrip edilmiş şekillerinden ibarettir...hiçbirinde fikirler ve bilgiler şahsiyet haline gelmemiştir.

...Hiçbiri insanı insan yapan şeyin şahsiyet olduğunu, bütün ilimlerin, bütün tecrübelerin yalnız bunu temine yaradığını anlamamıştır.

Bir insanın, bilgisi, düşünceleri, mantığı, ahlakı, hulasa her şeyiyle bir bütün olduğunu henüz anlayan yok.

"İyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil, kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir."

İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum:buna içimdeki şeytan diyordum....Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması...İçimizde şeytan yok..içimizde aciz var..tembellik var...İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç birşey var: hakikatları görmekten kaçmak itiyadı var...

Sabahattin Ali

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder