"Birinin karakterinde belirgin bir alçaklık ya da aptallığa rastlarsanız...sizi sinirlendirmemesine ya da üzmemesine dikkat edin ve yalnızca onun sizin bilginizi artırdığını düşünün, bunu insanın karakterini anlamak için dikkate alınması gereken yeni bir gerçek olarak görün." Arthur Schopenhauer
Normalde, dikkatimizi çeken insan davranışlarını sınıflandırıp sonuca varmak için acele ederiz ve kendi önyargılarımızla bağdaşan kararlarla yetiniriz...Yasalar, insanları yanlış anlamanın ne kadar kolay ve ilk izlenimlerin ne kadar aldatıcı olduğunu açıkça göstererek sizi bu alışkanlıktan kurtaracak.Yavaşlayacaksınız, ilk yargılarınıza güvenmeyeceksiniz ve gördüklerinizi incelemek için kendinizi eğiteceksiniz.
Biz insanların içinde biri daha yüksek, diğeri daha düşük iki karşıt benlik olduğunu söyleyebiliriz...Düşük benlik, doğamızın daha hayvansı ve tepkisel yönüdür; kolayca ona doğru kayarız.Yüksek benlik ise doğamızın gerçek insansı yönüdür, bizi daha düşünceli ve bilinçli yapar.
"İnsanları neye benzediklerini öğrenmeye zorladığınızda daha iyi olurlar."Anton Çehov
Pericles...Atina...M.Ö 463..."Ben düşmanın stratejisinden değil,bizim hatalarımızdan korkuyorum."
Mantıksızlık Yasası
Pericles, anında tepki vermemeye, güçlü bir duygunun etkisindeyken bir karar almamaya kendini alıştırdı...Bu bilinçli düşünme sürecinde, kendine yardımcı olması için zihnini muhalifler de dahil olmak üzere tüm fikir ve seçeneklere açık tuttu.Belirli bir stratejiye bağlanmadan önce tüm olası sonuçları aklından geçirdi.
Mantıklılık doğuştan var olan bir güç değil, eğitim ve denemeyle elde edilir...sakin olup odaklandığınız anlarda fark ettiğiniz bir potansiyel, uzun uzun düşündükten sonra siz gelen en kusursuz fikirdir.
Mantıklı olmanın ilk adımı kendi temel mantıksızlığımızı anlamaktır...Hiç kimse, duyguların zihin üzerindeki karşı konulmaz etkisinden muaf değildir...Duygularımız düşüncelerimize karışır, bizi memnun eden, egomuzu rahatladan fikirlere doğru kaymamıza sebep olur...
Aslında hepimiz narsistiz, ama bazıları yelpazenin daha derininde yer alır....Biz insanlar doğduğumuz andan itibaren hiç bitmeyen bir ilgi ihtiyacı duyarız.
İçimizden gelen bir özdeğerimiz olmadıkça aşırı narsizme düşeriz.
Başkalarının perspektifinden bakmak,düşünerek zihinlere girmek için doğuştan bir yeteneğimiz var...yirmili yaşlarımızda ve sonrasında kendi hakkımızda daha özgüvenli olunca dışarıya, başka insanlara odaklanırız ve bu güçleri tekrar keşfederiz.
...1970'lerin sonundan bu yana gençlerde bencillik ve narsisizm düzeylerinde artış olduğunu ve 2000'lerden sonra iyice yükselişe geçtiğini gösteriyor...İnsanlar sosyal iletişime daha az zaman ayırırken çevrimiçi sosyalleşmeye daha fazla zaman harcıyor...empati de ilginin niteliğinden gelir.
Konuşma ve fikrinizi belirtme dürtüsüne karşı çıkıp öteki kişinin görüşlerini dinlemeye başlayın...İçsel monoloğu olabildiğince kesin.
"Yaralı bir kişiye nasıl hissettiğini sormam...Ben yaralı kişi olurum." Walt Whitman
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder