adsense

11 Şubat 2022 Cuma

Tekerrür

Kierkegaard'un 1843'te defterine yazdığı bir paragraftır bu..."Hayatın geriye doğru anlaşılması gerekir. Oysaki insanlar öteki ilkeyi unuturlar: Hayat ancak ileriye dönük şekilde yaşanır.Bu ilkeden hareketle...zamansal yaşamın asla tam manasıyla kavranamayacağını anlarsınız; çünkü tam da durup geriye bakabileceğimiz bir konum yoktur."

Tekerrür ve anımsama aynı devinimdir, sadece zıt yönlüdürler; zira hatırlanan şey vuku bulmuştur, geriye yönelik tekerrür eder, halbuki asıl tekerrür ileriye yönelik anımsanır.

...anımsamak için gençlik gerekir, ancak tekerrürü istemek için cesaret gerekir.

Gelip geçici her şeyden, ruhu hep yeniden yarı ödlekçe, yarı ürkekçe şenlendiren bir şeyden duygulanmayı kim arzu edebilirdi?...Tekerrür gerçekliktir ve yaşamın ciddiyetidir.

Anıların büyük bir avantajı vardır, kayıpla başlar, dolayısıyla güvenli ve emindir, zira kaybedecek hiçbir şey yoktur.

...Şimdi her şeyi daha iyi anlıyordum.Genç kız bir sevgili değil, bu gencin içindeki şiirselliği uyandırma ve onu bir şaire çevirme fırsatıydı.Bu yüzden sadece bu genç kızı sevecekti,onu asla unutamayacaktı, bir başkasını hiç sevmeyecekti ve hep sadece onun hasretini çekecekti...tam da bu nedenle, kendi ölüm ilanını imzalamıştı.

...bu genç de sevdiğini öyle tutsak ediyordu.Her gün her şey aynı şekilde yeniden yaşanıyordu, çünkü her gün son gündü.

...insan hayatın ne olduğuna dair gerçekten bir fikir edinmeden önce, varoluş eliyle birçok şekilde uğradığı hayal kırıklığına katlanmayı öğrenmeli ve yoluna devam edebilmelidir...

...insan yaşlandıkça, hayat insana gitgide daha bir aldatıcı gelmez mi; insan daha akıllandıkça, kendi başının çaresine bakacak daha çok yol öğrendikçe, başını bir o kadar daha belaya sokmaz, bir o kadar daha fazla sıkıntı çekmez mi?

Ey ormanın güzelliği, sana bakmak istediğimde kuruyup gitmişsin!Yoluna devam et!Ey gelip geçici nehir!Ne yapacağını bilen bir sen varsın; zira sen sadece akıyorsun, asla dolmayan denizde kendini kaybetmek istiyorsun!Yoluna devam et!...ey sen,hayata paradan bir nebze daha fazla karşılık vermeyen varoluş oyunu!Neden hiç kimse ölümden dönmedi? Çünkü hayat tutsak etmeyi ölümün bildiği kadar iyi bilmiyor, çünkü hayat, ölümün sahip olduğu ikna gücüne sahip değil.

İnsan,yaşamı olduğu gibi kabullenmek zorundaysa, nasıl bir şey olduğunu öğrenmiş olsa daha iyi olmaz mıydı?

Bendeki tensel aşk bir evlilikte ifade bulamazdı.Bunu yaparsam, kız tarumar olurdu...Gerçeklik devreye girdiği anda her şey elden gider, iş işten geçmiş olur.Genç kızın kendi anlamlılığı içinde bulması gereken gerçeklik, benim için asli tinsel gerçekliğimin yanı sıra koşan bir gölgeye döner...benim için bir ölüden farkı yoktur...tam gerçekliğe dönüştürmek istediğim anda köreltmiş olurum, oysa diğer durumda onu sahici bir gerçeklik içinde alıkoyarım...

Soren Kierkegaard

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder