Bir İdam Mahkumunun Son Günü

"Günah çıkaran rahibi ortadan kaldırdıktan sonra celladı hala muhafaza etmek korkunç bir şey!"

Eski toplum yavaş yavaş çökecek....Öfkeyle cezalandırılan kötülük şefkatle tedavi edilecek.

...bencilliklerin oluşturduğu bir bileşim en güzel toplumsal birliktelikleri yozlaştırıp yok eder.

Acaba kralın adamları uygarlık sözcüğünden ne anlıyorlar? Uygarlığın neresindeyiz? Adalet üçkağıtçılık ve düzenbazlık yapacak kadar, yasa yedek çözümler bulacak kadar alçaldı! Korkunç!

Ölüm kararı verilene dek soluk aldığımı, hareket ettiğimi, diğer insanlarla aynı ortamda yaşadığımı hissetmiştim; şimdi dünyayla benim aramda bir sınır olduğunu kesin bir şekilde kavrıyordum.

Gelir gelmez demirden eller beni kavradılar.Tedbirlerin artırılmasıyla yemekte çatal, bıçak vermediler; bez bir çuvalı andıran deli gömleği kollarımı tutsak etti; hayatımı güvence altına alıyorlardı.Temyize başvurmuştum.Bu zahmetli iş altı yedi hafta sürebilirdi ve beni Greve Meydanına sağ salim çıkarmaları önemliydi.

Güçlü Sorular

1- İyi sorular,kolay cevaplardan daha güçlüdür
CEO'ya sorduk:
"Sizden iş almak için görüşmeye gelen birinde sizi en çok etkileyen şey nedir?
Bizimle çalışmak isteyen birinin ne kadar deneyimli ve bilgili olduğunu, sorularının kalitesinden ve ne kadar dikkatli dinlediklerinden anlarım."

2- Bizimle ilgili bilmek istediğiniz nedir?
Biri bize bir soru sorduğunda, birinin duydukların sandıkları ama aslında hiç sorulmayan bir soruya, beş dakikalık bir cevap verişini hiç izlediniz mi?

3- Siz ne düşünüyorsunuz? (Siz ne hissediyorsunuz?)
...sorular sormak ve cevapları dinlemek sohbetin kontrolunu elinizde tutmanızı sağlar. Sorularınız cevap gerektirdiğinden, sohbetteki güçlü konumdaki kişi siz olursunuz.

Bu soruyu  sorduğunuzda duyacaklarınızdan hoşlanmayabilirsiniz.Bu da almanız gereken bir risktir.Unutmayın ki mutsuz kişi, içinde gelişimin tohumlarını barındırır.Fark etmenizi sağlayan şey ayakkabınızın içine kaçan çakıl taşıdır.

4- Satın almaya hazırlar mı?
 -Bir sorun veya fırsat var mı?
 -Kişi sorunu sahipleniyor mu? (Konunun çözümünde kimlerin yer alması gerekir?)
 -Alıcının mevcut ürünlerden belirgin bir tatminsizliği var mı?
 -Alıcı size güveniyor mu?

5- Bu görev bildirgene ve amaçlarına nasıl hizmet edecek?
Görev herşeydir.Biri önemli bir karar verdiğinde kimlikleriyle uyumlu olup olmadığına bakın.

7-Nasıl başladınız?
...onu açılmaya teşvik edebilir ve hikayesini öğrenebilirsiniz.

8-Baştan alabilir miyiz?
...kötü bir başlangıç yaptığınızda

9-Yaptığınız şeyi neden yapıyorsunuz?

10-Hayatta sizi en çok tatmin eden şey neydi?
... o kişi için çok özel olan bir şeyi araştırmak için kapı aralarsınız.

11-Elinden gelenin en iyisi bu mu?
Birinin yeteneklerini ve becerilerini azami seviyede kullanmasını istediğinizde...Genellikle sıradanlıkla yetiniriz.Ancak sıradanlık, büyüklüğün düşmanıdır. "Kötü para, iyisini uzaklaştırır."

12-Evet mi, hayır mı?
Goril tozu,
İki erkek goril bir çatışmada karşı karşıya geldiklerinde, muhteşem bir gövde gösterisi yaparlar.Birbirlerinin etrafında defalarca dönerler.Bunu yaparlarken elleriyle toprağı eşeleyip avuç dolusu toprak alır ve havaya fırlatarak büyük bir toz bulutu yaratırlar.Buna Goril tozu denir.Belirleyici birşey olmaz, sadece birbirlerinin etrafında dönmeye devam ederler.

Net bir cevap almanın tek yolu, ucu kapalı olan bir soru sormaktır.

13- Tembelce klişeler kullanmayın, bunu yerine geleceğe dair bilgili olduğunuzu gösterecek sorular sorun.Hayal gücünü harekete geçirecek sorular tercih edin.Karşınızdaki kişinin tutkularını, önceliklerine ve etraflarındaki dünyaya verdikleri tepkilerle ilgili sorular sorun.

14-Hayellerin nedir?

15- Senin için doğru kararın hangisi olduğunu düşünüyorsun?

16-Ne öğrendin?

Müşterinizle sonuçlarınızı daima önceden gözden geçirin.Yöneticilerin hepsi söyleyeceklerinize ilgili ön bilgi edinmeden asla bir toplantı salonuna girmeyin.Görüşlerinin ne olduğunu daima önceden bilin.

"Bazen azı daha fazladır"
"Müziği yaratan notalar değildir, notaların arasındaki boşluklardır." Louie Armstrong

17-Biraz daha açabilir misin?

18- İşinle ilgili nelere daha fazla zaman harcamak isterdin, ve neyi daha az yapmak isterdin?
Birine işi,vb üzerinde düşündürmek için

20-Bugun ölüm ilanını yazman gerekseydi, seninle ve hayatınla ilgili neler anlatmasını isterdin?

"Hayatta önemli olan başınıza ne geldiği değildir, kişiliğinizi oluşturan şey başınıza gelenlerle nasıl mücadele ettiğinizdir."

21- Beni bir lider(bir arkadaş,vb.) olarak nasıl görüyorsun?
Efrafınızdakiler neyi temsil ettiğinizi ve savunduğunuzu biliyorlar mı...

22-Hayatınızın en mutlu günü hangisiydi?
Derinlemesine kazarsanız, karşınızdaki kişiyle ilgili özel birşeyler öğrenirsiniz.

23-Bana planlarından söz edebilir misin?

24-Şartlar tersine olsaydı, sana nasıl davranılmasını isterdin?

25-Neyi daha fazla yapıyor olmalarını isterdin?
İnsanlar sık sık başkaları hakkında sızlanır, şu soruyla çözüme odaklayabilirsiniz

26-Neden?
Derine kazın,daha derine. Bunu 5 kez sorabilirsiniz

27- Hayatındaki en büyük başarın nedir?
Kendisi için en önemli şeyin ne olduğunu anlamak istediğinizde,

28-Bugun nelere karar verdik?

29-Sormak istediğin ne?
Biri belirsiz konuştuğunda

30-Başarmak istediğiniz başka birşey var mı?

33-Bugun konuşmamız gereken en önemli konu ne?

34-Sadece üç yıllık ömrün kaldığını öğrenseydin, neleri başarmak isterdin?
Birşey yapmaya başkalarının yanında söz verdiğinizde, onu başarma şansınız ciddi şekilde artar.


Asla yapamam deme!
Madaline 8 yaşındaki Bonnie'ye:
"Yanınıza getirdiğiniz kağıtlara yapamam yazın.Kağıdı katlayıp ayakkabı kutusuna koyun.Sonra kutuyu gömeceğiz.Şimdi bir daha yapamam kelimesini asla söylemeyeceksiniz."
Bu o zamandan beri Bonnie'nin inancı olur.

İstiklal Mahkemeleri

Mahkemelerde görev yapan altmış yedi üye arasında hukukçu sayısı yirmi iki kişiden ibaretti.

18 Eylul 1920 tarihinde hükümet, on dört bölgede İstiklal Mahkemeleri kurulması teklifini verdi.
Mahkemeler, bir başkan, üç üyeden oluşuyor, her mahkemenin ayrıca savcısı bulunuyordu.Kararları kesindi, temyizi,ya da bir üst kademesi yoktu.Kararların infazı için devlet güçlerinin tamamı görevlidir.

İstiklal Mahkemeleri, 1920-1927 yılları arası aralıklarla faaliyette bulunmuştur. (1. Dönem İstiklal Mahkemeleri 18 Eylul 1920- 17 Şubat 1921, 2. Dönem Temmuz 1921- Ekim 1923, 3. Dönem 1923-1927)

Cumhuriyet öncesi İstiklal Mahkemeleri Firariler dışında, vatana ihanet, ayaklanma, casusuluk, bozguncu ve aleyhte propoganda, soygunculuk, görevini kötüye kullanma,halka eziyet ve baskı,düşmana yardım ve işbirliği gibi suçlara bakmıştır.Cumhuriyet dönemi İstiklal Mahkemeleri ise daha çok siyasi nitelikli davalara bakmaya başlamıştır. Bunlar özellikle Gazeticler Davası, İstanbul Baro Başkanı Lütfi Fikri bey'in davası, Mustafa Kemal ve Cumhuriyet'e suikast davası, Şeyh Sait davası, Yeşil ordu ve Komunist Parti davası, Şapka kanunu gibi yargılamalar örnek verilebilir....Yapmış olduğu yargılamalar, incelediği suçlar devletin ve o süreçte işleyen meclisin devamlılığını sağlamaya yöneliktir.

En kapsamlı araştırmayı yapan  Prof. Dr. Ergun Aybars " devrim ve ihtilal mahkemeleri" olarak nitelediği İstiklal Mahkemelerinin " ulusal inançtan ve ihtiyaçtan doğduğu "görüşündedir

Notlar:
Doğal Hukuk = Evrensel hukuk ilkeleri = demokrasi, insan hakları,eşitlik, özgürlük, toplumsal adalet ve doğal hakim, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı

Doğal hakim = Kanunilik ve Öncedenlik olmak üzere iki kriteri bulunmaktadır.

Doğal hakim ilkesiyle asıl amaçlanan bireylerin hangi mahkemede yargılanacaklarını önceden bilmelerini mümkün kılmak, yargıya olan güveni sağlamak ve yürütmenin yargıya olan müdahalesini olabildiğince önelemektir.

Doğal hakim yargılamaya konu uyuşmazlıkla işleyiş bakımından hiçbir ilgisi bulunmayan onun meydana gelmesinden önce de mevcut olan mahkemenin hakimidir.

İstiklal Mahkemelerinin kuruluşu için önerge veren mebuslar da dünyadaki örnekleri (Fransa örneği, İhtilal Mahkemeleri) inceleyerek ve esinlenerek bunu yapmışlardır.

Elcezire bölgesi: Dicle ve Fırat nehirlerinin arasında kalan bölgenin yukarı kısmına verilen addır.Yukarı Mezopotamya olarak da isimlendirilen bölge anadolu,suriye,ırak  üçgeni arasında kalan stratejik öneme sahiptir.

Yakamoz

Nedense herkes yanlış bilir, Yakamoz Ay ışığının suya, denize vuran yansıması değildir.

Yakamoz aksine Ay olan gecelerde olmaz. Yakamoz bir canlıdır, latince ismi Noctulica Milliaris olan bu canlı aynı bir ateş böceğinin denizde yasayan versiyonudur. Limunisans maddesini vücudunda barındıran bu canlıya dokunulduğunda bir ışık saçar. Bu canlı bir planktondur, yani milimetrik boyutlarda bir canlı.Bunlardan milyonlarcasi bir araya geldiginde geceleri bir kayık geçerken, veya bir balık sürüsü geçtiginde bu canlılara çarparak ışık çıkarmalarını sağlar. O yüzden balıkçı sandallarında yüksek bir direk ve bu direğin ucunda oturulacak bir yer vardir. Balıkçılardan biri buraya oturarak ay olmayan geceler, balıkların yakamoz yaparak geçtikleri yolları görüp dümenciyi oraya yönlendirirler. O yüzden Lüfer avlarken Lüx ışığı kullanılır, balık gelsin diye değil misinanin değdiği yakamozlarin çıkardığı ışıktan Lüfer korkmasın diye Lüxışığı yakamoz ışığını söndürmek için kullanılır. Aslında Yakamoz (eğer göreniniz varsa bilir) olağan üstü bir seydir, Yakamoz olduğunda denizde uzun floresan lambalar yanıyormus gibi olur. Ama bunun için ay ışığı olmaması gerekir. Ay ışığı (daha baskin oldugu için) gerçek yakamozu göremezsiniz. Bir de Yakamozlu ve Ayışıksız gecelerde denize girince pırıl pırıl gümüşe bulanmış gibi olursunuz.

Son Ada

İnsan her gün gördüğü denizin, evinin önündeki kayanın üstüne konan martının güzel olduğunu düşünmez....Bunları sadece yaşar.

"Her şeyi biliyorsun birader ama bir tek, insanlarımızı kimin kamplara böldüğünü, bu kan davasını kimin isteyerek, planlayarak başlattığını bilmiyorsun!"

Dünyada kötülük daha örgütlü ve daha planlı, iyiliğin içinde zaten bir saflık var.Bu yüzden dünyanın her yerinde kötülük saflığı yeniyor.

Eşitlik, dostluk, demokrasi...bunlar hep zayıfların uydurduğu saçmalıklar...Güçlünün ise bir tek isteği var: Daha fazla güç!

"Ama halk.." diyecek oldum.
"Halk dediğin değişken bir şeydir.Bugun böyle davranır, yarın tam tersini yapar.Teşvik ve tehdide bağlı..."

"Ama tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar."

...bunalan insanların, yalan bile olsa bir umuda sığınma ihtiyaçları, gerçeği söyleyenlerden nefret etmesine yol açıyor.

Biz boyun eğdiğimiz ve adım adım içine sürüklendiğimiz zulmün ne kadar kötüleşebileceğini tahmin edemediğimiz için yenilmiştik.Daha o ağaçlar kesildiği, bakkalın masum oğlu dövüldüğü zaman ses çıkarmalı, başkaldırmalıydık.

Kötülük baş gösterirken ona karşı koymayan herkes suçun bir parçası haline gelir."Yavaşça" mevzi kazanan diktatörlüklere en başta "Hayır" demek gerekir.