adsense

21 Mayıs 2021 Cuma

Yöntem Üzerine Konuşma


Yöntem'in teorik kısımları birer özettir...ölümünden sonra yayınlanacak Aklın İdaresi Kurallar'da ayrıntılı biçimde açıklanacaktır.

...kanılarımızın farklılığı bazılarımızın diğerlerinden daha sağduyulu oluşlarından değil, sadece düşüncelerimizi değişik yollarla yürütmemizden ve farklı şeylere değer vermemizden ileri gelir.Zira iyi bir zihne sahip olmak yeterli değildir, esas olan onu iyi kullanmaktır....çok yavaş yürüyenler eğer her zaman doğru yolu izlerlerse, koştukları halde bu yoldan uzaklaşanlara göre çok daha ileriye gidebilirler.

Zira bana öyle geliyordu ki odasında kitaplara gömülmüş bir insanın yaptığı, hiçbir somut sonucu olmayan ve genel kanıdan uzaklaştığı ölçüde göstermek zorunda olduğu zeka ve beceri nedeniyle bir ihtimal elde edebileceği boş gururundan başka hiçbir netice vermeyen kurgulara ilişkin uslamlamalardansa, herkesin kendisini ilgilendiren ve yanlış hüküm verdiği takdirde olayın kendisini derhal cezalandıracağı muhakemelerde daha çok karşılaşabilirdim.Ve eylemlerimde görüş açıklığına erişmek ve bu yaşamda güvenle yürümek için doğruyu yanlıştan ayırt etmeyi öğrenmek konusunda her zaman çok büyük bir arzum vardı.

Yasaların çok sayıda olması sıklıkla kusurlara mazeret sağlar, öyle ki bir devlet sıkı sıkıya gözetilen pek az sayıda yasaya sahip olduğu zaman daha iyi idare edilir, böylece mantığı oluşturan bu çok sayıda temel kural yerine, kendilerine uymaktan bir kez bile olsun geri kalmamak yönünde sağlam ve değişmez bir karar almak kaydıyla aşağıdaki dört kuralın bana yeterli olacağına inandım.
Birincisi öyle olduğunu açıkça bilmediğim hiçbir şeyi asla doğru diye kabul etmemekti, yani acelecilikten ve önyargıdan özenle kaçınmak ve kendilerini zihnime onlardan şüphe etmek için hiçbir fırsat bulamayacağım kadar açık ve seçik şekilde sunanlardan başka hiçbir şey üzerine artık yargıda bulunmamaktı.
İkincisi inceleyeceğim güçlüklerin her birini daha iyi çözümlemek için olabildiğince ve gerektiği kadar çok parçaya bölmekti.
Üçüncüsü en yalın ve bilinmesi en kolay nesnelerden başlayıp yavaş yavaş ve derece derece ilerleyerek en karmaşık olanların bilgisine yükselmek için düşüncelerimi sıra ve düzene göre yönetmek ve birbirinin ardından doğal olarak gelmeyenler arasında dahi bir sıra ve düzen varsaymaktı.
Sonuncuysa her erde hiçbir şeyi atlamadığımdan emin olabileceğim kadar eksiksiz sayımlar yapmak ve her şeyi genel olarak gözden geçirmekti.

...düşünüyorum, öyleyse varım...felsefenin ilk ilkesi olarak kabul edebileceğim yargısına vardım.

...insanın bir şeyi başkasından öğrendiği zaman kendi kendine bulduğunda olduğu kadar iyi kavrayıp özümseyemeyecek olmasıdır.

DESCARTES

9 Mayıs 2021 Pazar

Taşların İzinde Likya

...ışık ülkesi Likya...Teke Yarımadasıdır.
bugunün okulu "lise"ye(Lycie) gönderdiği adıyla dünün aydınlığını yaşatır...ilk Aristoteles'in ders verdiği Atina'daki Lykeion Gymnasion'unun Likyalı Apollon'a adanmasıyla bilginin ışığında başka bir anlam kazanır.

Likçe'de kadın anlamına gelen 'Lada' Apollon'un ve Artemis'in annesiydi.Ana-kız-oğul...ortak tapınım merkezi Letoon'dur. Likya'nın tapınak kenti Letoon....Karanlığın üzerini ışığıyla aydınlatan Apollon'u yaratmışlar ve en çok da ona tapınmışlar.

Likçe-Grekçe ve Aramca dili...

İ.Ö. 100'lerde birlik 23 kentten oluşurmuş...Patara..800 kişi kapasiteli büyük meclisin işlevi, büyük buuşmalara mekan sağlamaktı...Periyodik toplantılar dönüşümlü olarak her kentte sırayla yapılırmış.Ancak bu demokraside her kente önemi kadar oy hakkı tanınmıştı: Ksantos,Patara,Pınara,Tlos,Myra ve Olympos'un hakları üç oy...

Likya anaerkildir...kadınlarını erkeklerden daha fazla onurlandırırlar...güçlü olan üretendir...yaşam sürdürücüdür.

...mezarlar için günlük yapı formları, ev mimarisini model alındığını göstermektedir.

İsa'dan önce 545 yıl önce, Ksanthos'un persli harapgos'a direnmesiyle yazılan ilk kahramanlık öyküsü..
Kapandıkları kentlerinde, karılarını, çocuklarını,değerli mallarını ve kölelerini kaleye toplar, ateşe verip yakarlar.Dışarı çıkar, ölüm andı içmiş Likyalılar ve savaşarak ölürler...

Telmessos...Hermapias oğlu Amyntas.Bir Ion tapınağı cephesini kayaya oydurmuştur, mezarı olarak...

Myra..Pataralı Aziz Nikolaos..orada doğmuş, öğretisini geliştirmiş...

akvadük:anıtsal kemer su taşımak için

5 Mayıs 2021 Çarşamba

Gladyatör Kararını Arenada Verir

Romalı filozof, devlet adamı, hatip ve tragedya yazarı MÖ 4 yılında İspanya'nın Cordoba şehrinde doğdu...Genç Seneca'nın felsefeye olan ilgisi babası tarafından onaylanmadı çünkü dönemin imparatoru Tiberius gençliğin yöneldiği Yunan felsefesine sıcak bakmadığı gibi aşırı tavırlar sergileyen asi felseficileri de Roma'dan uzaklaştırıyordu.

Felsefesinde stoacılığın temel ilkelerini sorguladı; ölüm, kader, talih, bilgelik, doğa, inziva, korkular, ruh dinginliği...Stoa felsefesini aynı zamanda tragedyalarına ve Latin edebiyatındaki diğer eserlerine de yansıttı.

"...Sahibini değiştiren o geçici şeylerin şimdi nerede olduğunu bilmiyorum ama bana ait olan şeyler hala benimle birlikte ve sonsuza değin de öyle olucak."-filozof Stilbon

"...ben zenginliğe sahibim, sen ise zenginliğe aitsin."

"...bazı şeyler vardır ki ancak o kişi halihazırda seninleyken gösterebilir...Gladyatör kararını arena'da verir.Rakibini dikkatle izlerken, karşısındakinin bir bakışı, elinin bir hareketi, hatta bedenin hafifçe bükülmesi onun için bir uyarıdır...Sadece yan yana olmak da yetmez, anlık fırsattan yaralanmak için zihnen uyanık olmak da gerekir."

Seneca

Marcus Aurelius Antoninus - Historia Augusta

Marcus Aurelius Antoninus Augustus 161 - 180 yılları arası Roma İmparatoru. 
96 - 180 yılları arasında görev yapan Beş İyi İmparator'dan sonuncusudur ve aynı zamanda en önemli Stoacı filozoflardan biri olarak kabul edilir.

...O, Platon'u hayal kurduğu ideal yöneticidir: hem filozof hem imparator ya da hem imparator hem filozoftur.

4 Mayıs 2021 Salı

Roma'da Rhetorica Eğitimi

Cicero, İ.Ö. 55 , De Oratore
Quintilianus, İ.S 88, Institutio Oratore

Antikçağ'da...'dili ikna edecek biçimde kullanma sanatı' olarak bilinen rhetorica,  Eski Yunanca rhetorike tekhne terimi ile karşılanır. Eski Yunanca rheter ya da rhetor, toplum önünde konuşan kimse, denir. Rhetoreuo terimi ise söz sanatını icra etme, toplum önünde konuşma, söylev anlamında kullanılır.

Romalılar Eski Yunan rhetorica tekniklerini benimsedikten sonra,  rhetorike tekhne terimini rhetorica, bu sanatın uygulayıcısını da rhetor demeyi uygun bulmuşlardır.Ancak latincede çoğu zaman Oro fiilinden türemiş orator, söz sanatının uygulayıcısı anlamında kullanılmıştır

Bunların yanında rhetorica sanatını karşılamak için eloquentia (etkili ve güzel söz söyleme sanatı) sözcüğü de oldukça sık kullanılmıştır.

..Türkçe karşılıkları rhetorike tekhne ya da Latince oratio terimi konuşma sanatı, söz söyleme sanatı, belagat, söylev ya da retorik...Rhetor ya da Orator terimi ise söylevci, konuşmacı,...ya da rhetor ya da retorikçi terimiyle karşılanmıştır.

Romalıların yaptığı ayrımla, rhetorica söz sanatlarının teknik bilgisi,  rhetor bu teknik bilgilere uzman olan ve bunları öğreten kişi, oratio bir topluluk önünde etkileyici konuşma yapma, orator, bir topluluk önünde etkileyici konuşma yapan kişi olarak kaşılamak anlam karmaşasını ortadan kaldırır.

Aristoteles...Rhetorica'yı sistematik bir sanat...konuşmak suretiyle bütün ikna etme yöntemlerini keşfetme yetisi..olarak tanımlamıştır. Tekhne Rhetorike adlı eseri... 

Platon..Rhetorica'yı..bir kandırma sanatı olduğunu söyler. Diyalektiği, gerçeği bulma yöntemi olarak savunur

...bize göre, Antikçağ'da rhetorica, öncelikle, belli bir konuşma eğitimi aldıktan sonra, siyasal alanda, mahkemelerde ve çeşitli törenlerde dinleyicilerin bir konuda ikna etmek için yöntemli konuşma sanatıdır; ikincil olarak, edebiyatın tüm alanlarında kullanılan söz sanatları dizgesidir.

Eski Yunan'da..rhetorica, toplumun demokratik bir ortama girmesiyle birlikte ortaya çıkmıştır.

İlk olarak İ.Ö.V...mahkemelerde halkın kendi hakkını, konuşma yetisi kullanarak savunması...Atina'nın düşü dünyasındaki ilginin insan ve toplum yaşamına kayması...sofistler...Attika rhetorları kanonu...Isokrates

...faydacı ve uygulamaya yönelik eğitim anlayışına sahip olan Romalıların 'orator' yaratma düşüncelerine cok uygundu...Rhetorica sanatı...Cumhuriyet döneminin ikinci yarısından başlayarak, İmparatorluk yıllarında yaşanan siyasal kargaşalıklardan etkilenmesine karşın...Roma'nın kültürünü oluşturmuştur.

Cicero'nun yarattığı Humanitas anlayışı rhetorica eğitimini temel alır... 
Quintilianus...Vir bonus dicendi peritus...konuşma ustası, iyi bir kişi - doğru düşünmenin ve doğru davranmanın simgesi..yaratacak olan yine rhetorica'dır

Eski Yunan...sofistler...bireysel kültür önem kazanmaya başlamıştı, yavaş yavaş insana kendi varlığını gerçekleştirmeyi başaran, kendi haklarına sahip otonom bir kişilik olarak bakılıyordu...dil ve edebiyatın önemi...sürdükleri savları kanıtlamak için eşseslilere ve mecaz kullanımlara ağırlık vermişlerdir.

Rhetorica sanatı Gorgias ile birlikte yöntemli ve düzgün konuşmanın ötesine geçip bütün edebiyata uygulanır hale gelmiştir...

Isokrates...büyük bir ahlak hareketinin de öncülüğünü üstlenen kişi oldu.Eğitim tarihinde humanist eğitim anlayışının babası olarak değerlendirilen...çıkış noktası zihinsel eğitimin yanında karakter eğitimi de sağlamaktı...Isokrates'in eğitimli insan tanımı daha sonra Romalıların...Vir bonus dicendi peritus olarak tanımladıkları ideal orator olacaktır.

Platon..Akademia
Aristoteles...Lykeion

Hellenistik dönemde...okullarda dil bilgisi ve edebiyattan başka konularda işleniyordu...Septem Artes Liberales (yedi özgür sanat)...gramer, rhetorica, dialektik, geometri, aritmetik, astronomi ve müzik....yüksek eğitim için felsefe ya da rheotrica okuluna giderdi.

Hermagoras...ileri düzeyde rhetorica eğitim-öğretiminin bulucusu...
Theophrastos..Enythmeme Üzerine ve Epikheireme...Biçim Üzerine adlı eseri teknik rhetorica bilgisi açısından oldukça önemlidir..

Cicero'nun deyişiyle 'bir oratorun bütün eylemi ve yeteneği, beş bölüme ayrılır'
1.Inventio..buluş..üzerine konuşulacak davanın temel sorunu..çürütmek yada da uygun kanıtlar...
2.Disposito...düzenleme
3.Phrasis..konuşma biçemi
4.Memoria..bellek
5.Pronuntiatio...söyleyiş

Çiğdem Dürüşken

2 Mayıs 2021 Pazar

Biraz da Film...Awakenings

 

“Awakening, basically, is a reversal of this: the patient ceases to feel the presence of illness and the absence of the world, and comes to feel the absence of his illness and the full presence of the world.”

“The human spirit is more powerful than any drug, and that is what needs to be nourished: with work, play, friendship, family. These are the things that matter. This is what we'd forgotten, the simplest things.”

“When my son was born healthy, I never asked why. Why was I so lucky? What did I do to deserve this perfect child, this perfect life? But when he got sick, you can bet I asked why. I demanded to know why. Why was this happening?”


Anadolu'lu İnsan Olmak

"İnsanın dünyası kültür dünyasıdır.İnsan içinde yaşayacağı bu çevreyi kendi yaratır.Yarattığı çevre onu etkiler, biçimlendirir, yeniden yaratır...İnsan çevreyi, çevre insanı yaratır.Çevresi için bir şey yapmayan insan, kendisi için de bir şey yapmıyor demektir."

Kültürsüzlük mimarlığın en büyük engelidir.

...Almanya'daki, İngiltere'deki, Danimarka'daki bir yapıya öykünerek Türk çocuklarının eğitileceği bir yapı yapılamaz, yapılmamalıdır.Önce demokrat, düşüncesinde özgür, soru soran, çağdaş, kendi coğrafyasını, geçmişini bilen,insan sever...bizim koşullarımıza göre, yönteminin bilimsel araştırması gerçekleştirilmeli, eleştirisi yapılmalı.Sonra bizim koşullarımızın mimarlığı yaratılmalı.

Umudum, yaratmanın ne olduğunu başkalarından daha iyi bilenlerin, çocukları yaratmada rahat bırakmaları...

Çocukluğunuzu hiç unutmayın, hiç bırakmayın...Bağımsızca düşünün, düşündüğünüzü bağımsızca ortaya koyun.

Temelinden girişmezsek neyi çözebileceğimizi sanacağız bakalım...

Daha yarım yüzyıl öncesine dek, tarımın, insanın kendi besinin üretmesinin Anadolu'da başladığı bilinmiyordu...İnsanın kendisi, doğasını tanıma istencinin bilincine vardıkça geleceğe inancınız artacak.

Kirli havada temiz soluk alabilmek çok zor.

Her şeyi kendi sırtınızdan öğrenmeyin.Paylaşın eksikleri, artıkları...

Kültürel altyapısı olmayan ya da yarım yamalak kişinin yapacağı her şey yarım yamalak olacaktır.

Bütün Köy Enstitüleri, aydınlatma özekleri olan yeni çözümlere kavuşturulmalı...Öyle değil mi?

Konuşma iş yap!...Yitirecek saatin bile yok.Hele günün, ayın, yılın hele hiç...

Hele sekiz dokuz yaşlarındaki kızları da torbalanmış görmek kişiye denizin serinliğini bile unutturuyor.Kendi çocuğuna ahlaksızlık gözüyle bakabilmek nasıl bir duygu ki?

Bu bildiri nasıl başlıyordu biliyor musunuz?
Bin yıllık kültür tarihimiz...
Binlerce yıllık değil, bin yıllık!
Geri kalanını kime bırakıyorlardı ki?

Elbette hep uyanık olmak gerekiyor, görebilmek gerekiyor...
Yürekli vatandaş olamadınız mı birileri sizi sıraya sokmağa kalkışıyor.

Orhan Pamuk'u kutluyorum...onların en çok önemsedikleri ödülle düzeyini batılılara da onaylatmıştır...Bu işin içinde politika varsa da bu onların düzeyini gösterir, bizimkini değil!

...kendi umutsuzluğunu karşısındakine bulaştırmak...Türkiye'ye gerçek anlamda kötülük etmek.
Kim o ağıt yakan kim
O umarsız olan
Umut doluyum
Tastamam anadoluyum

Hıristiyan Yahudi'ye okkalı bir tokat atmış.yahudi ne oluyor derken, Hıristiyan açıklamış:
-Siz İsa'yı öldürmüşsünüz!
-Yahu deli misin? O iki bin yıl önceydi...
-Bilmem, ben yeni duydum.

Mimarlık, olanakları en iyi değerlendirip, en iyi, en ekonomik yolda kullanarak, insancıl yaşam ortamları yaratmaktır.Tek ölçeği vardır, her anlamda: İnsan...

..yazı Mezopotamya'da bulunmuş, günümüzden 6000 yıl önce..oradan da 2000 yıl sonra Anadolu'ya geçmiş...Anadolu'dan bugun bizim Yunanistan dediğimiz Hellenistan'a 1200 yıl sonra geçmiş...Troya'da savaşanların karşıdan gelenleri abc'siz iken, Anadolu'yu savunanlar yazıyı biliyorlardı demek ki...

Dilin düzeyi düşünceyle, düşüncenin düzeyi dille anlaşılır.Anlaşıldığı ölçüde anlatabiliyor demektir dil.

Kendimizi değiştirmediğimiz gün yaşanmış bir gün değildir.

CENGİZ BEKTAŞ