...kanılarımızın farklılığı bazılarımızın diğerlerinden daha sağduyulu oluşlarından değil, sadece düşüncelerimizi değişik yollarla yürütmemizden ve farklı şeylere değer vermemizden ileri gelir.Zira iyi bir zihne sahip olmak yeterli değildir, esas olan onu iyi kullanmaktır....çok yavaş yürüyenler eğer her zaman doğru yolu izlerlerse, koştukları halde bu yoldan uzaklaşanlara göre çok daha ileriye gidebilirler.
Zira bana öyle geliyordu ki odasında kitaplara gömülmüş bir insanın yaptığı, hiçbir somut sonucu olmayan ve genel kanıdan uzaklaştığı ölçüde göstermek zorunda olduğu zeka ve beceri nedeniyle bir ihtimal elde edebileceği boş gururundan başka hiçbir netice vermeyen kurgulara ilişkin uslamlamalardansa, herkesin kendisini ilgilendiren ve yanlış hüküm verdiği takdirde olayın kendisini derhal cezalandıracağı muhakemelerde daha çok karşılaşabilirdim.Ve eylemlerimde görüş açıklığına erişmek ve bu yaşamda güvenle yürümek için doğruyu yanlıştan ayırt etmeyi öğrenmek konusunda her zaman çok büyük bir arzum vardı.
Birincisi öyle olduğunu açıkça bilmediğim hiçbir şeyi asla doğru diye kabul etmemekti, yani acelecilikten ve önyargıdan özenle kaçınmak ve kendilerini zihnime onlardan şüphe etmek için hiçbir fırsat bulamayacağım kadar açık ve seçik şekilde sunanlardan başka hiçbir şey üzerine artık yargıda bulunmamaktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder