Artık, özümü tamamen gizlemeyi başardığıma inanırken, bir şekilde sırtımdan vuruldum...
Kendimi bile ürpertecek kadar korkunç bir resim çıktı ortaya. Dış dünyaya karşı neşeyle gülüyor, insanları da güldürüyordum ama aslında böylesi karanlık bir yüreğim vardı.
Ben doğuştan dışlanmış olduğumu hisseder, şu dışlanmış bir insan diye parmakla gösterilen biriyle karşılaştığımda, içimde mutlaka bir rahatlama duygusu uyanırdı.
O çorba ve Horiki'nin tadını çıkarış şekli, bana metropol insanının hesapçılığı, tabii birde topluluk içinde ve dışındaki eylemleri arasına keskin çizgiler çizerek yaşayan aile üyelerinden müteşekkil Tokyo hanelerinin neye benzediğine dair bir ders öğretmişti.
İyilik-kötülük kavramları insanların ürettiği bir şeydir.İnsanların kendi başlarına ürettikleri ahlaka dair sözcüklerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder