(Köy Enstitülerinin kapatılmasının ardından Anadolu'daki değişmeyi anlatır mektubunda)
"...Kısacası fabrika, liman, baraj yapmışız.Gelgelelim onlara hareket, can verecek zihniyeti, böyle bir zihniyete sahip dinamik, tabiatla çarpışmaktan zevk alan sosyal problemleri çözümlemeyi ülke edinen insanları yetiştirmemişiz...Kalkınma deyimiyle anlaşılmaya çalışılan işler yapılırken milli eğitim alanında bunlara tamamen zıt bir politika gütmüşüz..."
Gece yarısına kadar süren bu konuşmalardan sonra köylüler dağıldılar, öğretmenle baş başa kaldık, dertleştik.
"Hocam!Evimi, karımı, çocuklarımı gördünüz.Köylüleri dinlediniz.Şimdi size içimi dökeceğim, diyerek söze başladı:
-Bizi niye köylerden toplayıp okuttunuz? Bıraksaydınız çoban olarak kalsaydık.Yücel'in nesine gerekti köy çocuklarını adam etmeye çalışmak.Başka aydınların yaptıkları gibi vursaydı belimize tekmeyi, kursaydı apartmanları sıra sıra...Bizleri kanatları altına almaya çalışacağına yumruğunu tepemize indirse nerelere yükselmez..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder