adsense

21 Aralık 2017 Perşembe

Biraz da müzik...The Theory of Everything - Arrival of the birds

Kalp


"Kalbin kendine has nedenleri vardır ki, akıl hiç bir zaman anlayamaz."
Blaise Pascal

yine der di ki  eski müdürüm Novartis Pharma Türkiye CFO'luğunu yapmış Wolfgang Kirshmayr

"...if you come up to no choice after you count all minuses and pluses, then go with your gut feeling"

sanırım hayatım boyunca önemli kararlarımın hepsinde mantığımdan daha ağırlıklı olan bu his vardı...Ne de doğru yapmışım diyorum düşündüğümde, onun için not düşelim. :-)

Zihni

Çok hoşuma giden Nişantaşında güzel bir bar Zihni, önerilir

Perşembeleri - Atilla Demircioğlu

http://www.zihnibar.com/

18 Aralık 2017 Pazartesi

NUTUK (SÖYLEV)

Genel Durumun Dar bir çerçeve içinden görünüşü
Düşman devletler Osmanlı Devleti'ne ve ülkesine maddi ve manevi saldırı halinde;yok etmeye ve paylaşmaya karar vermişler.Padişah ve Halife olan kişi, hayat ve rahatını kurtarabilecek çareden başka birşey düşünmüyor.Hükümeti de aynı durumda.Farkında olmadığı halde başsız kalan ulus, karanlık ve belirsizlik içinde olup bitecekleri bekliyor.Felaketin dehşet ve ağırlığını anlamaya başlayanlar, bulundukları çevreye ve hissedebildikleri etkilere göre kurtuluş çaresi olarak gördükleri yollara başvuruyorlar...Ordu, adı var kendi yok bir durumda.Komutanlar ve subaylar 1.Dünya Savaşı'nın bunca sıkıntı ve güçlükleriyle yorgun, yurdun parçalanmakta olduğunu görmekle kan ağlıyor, gözleri önünde derinleşen karanlık felaket uçurumunun kenarında beyinleri bir çare, kurtuluş çaresi aramakla meşgul...

Ulus ve ordu, Padişah ve Halife'nin hainliğinden haberdar olmadığı gibi,o makama ve o makamda bulunana karşı asırların kökleştirdiği din ve gelenek bağlarıyla içten bir bağlılık ve uysallık içinde...Halife ve padişahsız kurtuluşun anlamını kavrama yeteneğinden de yoksun...Bu inançla bağdaşmayan bir düşünce ve görüş ileri sürenlerin vay haline!Hemen dinsiz,vatansız,hain,istenmeyen olur...

"Ulusun egemenliğine dayanan, kayıtsız şartsız, tam bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmak!" İşte, daha İstanbul'dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığımız karar, bu karar olmuştur.

 Türk'ün onuru ve gururu ve yetenekleri çok yüksek ve büyüktür.Böyle bir ulus esir yaşamaktansan yok olsun daha iyidir!
"Ya bağımsızlık ya ölüm!"
İşte gerçek kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktır.

Önder olacakların her ne pahasına olursa olsun amaçtan dönmemeleri, yurtta barınabilecekleri son noktada, son nefeslerini verinceye kadar amaç uğrunda özveriye devam edeceklerine işin başında karar vermeleri gerekir.
Kalplerinde bu gücü duymayanların işe girişmemeleri çok daha iyidir.Çünkü böyle bir durumda hem kendilerini hem de ulusu aldatmış olurlar.

Efendiler, tarih, karşı gelinemez bir biçimde ortaya koymuştur ki, büyük davalarda başarı için yeteneği ve gücü sarsılmaz bir önderin varlığı çok gereklidir.Bütün devlet büyüklerinin umutsuzluk ve beceriksizlik içinde, bütün ulusun başsız olarak karanlıklar içinde kaldığı bir sırada, yurtseverim diyen bin bir insanın, bin bir türlü davranış ve inanç gösterdiği karışık bir zamanda, danışmalarla, birçok saygın ve güçlü kişilerin sözlerine bel bağlama zorunluluğuna inanmakla, sağlam , kararlı ve özellikle hızla yol almak ve en sonunda ulaşılması çok güç olan hedefe varmak mümkün müdür?

"Bir ulus varlığını ve bağımsızlığını korumak için düşünülebilen girişim ve özveriyi yaptıktan sonra başarır.Ya başaramazsa demek, o ulusun ölmüş olduğu kararına varmak demektir.Öyle ise, ulus yaşadıkça ve özverili girişimlerini sürdürdükçe başarısızlık söz konusu olmaz."

Siz tarafsız durumda kalmayı tercih ediyorsunuz.Oysa tutumunuz hiçbir zaman tarafsızlık olamaz.Çünkü siz, ulusun haklı davranışına karşı tarafsızlığınızı ileri sürdüğünüz zaman, haince davranışlarıyla yasa dışı olan ve aslında yok sayılan Ferit Paşa hükümetinin memurluğunu yapmış oluyorsunuz.

Genel durumu yönetip yürütme sorumluluğu yüklenenler, en önemli hedefe ve en yakın tehlikeye, elden geldiğince yakın bulunurlar.Yeter ki bu yaklaşma, genel durumu gözden uzak bırakacak ölçüde olmasın.Ankara bu koşulları üzerinde taşıyan bir noktaydı.

"Adalet ve merhamet dilenmek gibi bir ilke yoktur.Türk ulusu, Türkiye'nin yarınki çocukları bunu bir an hatırdan çıkarmamalıdırlar."

Bir toplumun yaşamasının ve mutluluğunun, ancak dilekte ve dileği gerçekleştirme yolunda tam bir birlik halinde olmasına bağlı bulunduğunu açıkladık.Yurdun kurtarılması, bağımsızlığın sağlanması amacına yönelmiş olan ulusan birliğimizin, köklü ve düzenli örgütlerin varlığına ve bu örgütleri iyi yönetebilecek kafaların ve güçlerin, bir tek beyin, bir tek güç olarak birleşmiş ve kaynaşmış duruma gelmesine bağlı olduğunu söyledik.

Türk ulusunun yüreğinden, vicdanından kopup gelen en köklü, en belirgin istek ve inanç belli olmuştu:Kurtuluş!

Müdafaai Hukuk Cemiyeti Grubu
Misaki Milli

Milletvekilleri, İstanbul'daki iç ve dış etkiler altında, barış sağlamak ülküsünü savsaklayarak, kulluk, yükselme isteği, kıskançlık, kuruntu, vb gibi nedenlerle bölünmüşlerdir...Bu duruma karşı önlem şudur:Azınlık bile olsa ilkelerimize yüzde yüz bağlı arkadaşlardan bir grupla yetinmek...Bunun sakıncası, uysallığın sakıncasından azdır.Hükümeti, kayıtsız, koşulsuz düşürmek gereklidir. Kesin savaş durumu almak gereklidir.

...Biz elbette, kendimizi bir kederciliğe bırakamazdık.Tersine, olayların nasıl gelişebileceğini önceden gerçeğe yakın olarak kestirip karşı önlemlerini düşünmek ve zamanında kararsızlığa
düşmeden uygulamak yanlısıydık.İşte bundan dolayıdır ki daha önceden düşünceleri yoklamaya başlamıştık.

İkinci İnönü Zaferi ve İsmet Paşa'nın metristepe'den gördüğü durum:

Batı Cephesi Komutanı ve Genelkurmay Başkanı İsmet Paşa'ya
"...Siz orada yalnız düşmanı değil, ulusun makul talihini de yendiniz."
Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal

"Savunma hattı yoktur.Savunma alanı vardır.O alan bütün yurttur."

Efendiler, dedim, bu üç türlü araç ya da kuvvetin düşmana karşı kurduğu iki nitelikte düşünülebilir.Kolay anlaşılmak için şöyle diyeyim:"İç cephe, görünürdeki cephe.Temel olan iç cephedir.Bu cephe bütün ülkenin, bütün ulusun meydana getirdiği cephedir.Görünürdeki cephe,  doğrudan doğruya ordunun düşman karşısındaki silahlı cephesidir.Bu cephe sarsılabilir, değişebilir, yenilebilir; ama bu durum, hiçbir zaman bir ülkeyi, bir ulusu yok edemez.Önemli olan ülkeyi temelinden yıkan,ulusu tutsak ettiren iç cephenin düşmesidir.Bu gerçeği bizden daha çok bilen düşmanlar, bu cephemizi yıkmak için yüzyıllarca çalışmışlar ve çalışmaktadırlar.Bugüne kadar başarı da sağlamışlardır.Gerçekten "kaleyi içinden almak" dışından zorlamaktan çok kolaydır.Bu amaçla içimize kadar sokulabilen arabozucu mikropların, araçların bulunduğunu ileri sürmek anlamsız değildir."

Gerçekten, bugünün yaşama koşulları içinde, bir birey için olduğu gibi bir ulus için de gücünü ve yeteneğini eylemli iş ile gösterip kanıtlamadıkça kendisine saygı gösterilmesini ve önem verilmesini beklemek boşunadır.Güçten ve yetenekten yoksun olanlara yüz verilmez.İnsanlık, adalet mertlik gereklerini; bütün bu niteliklerin kendilerinde bulunduğunu gösterenler isteyebilir.

"Hayır!Ne orada bulunacaksın, ne de burada! Öyle bir yerde bulunacaksın ki hepsini yöneteceksin.O zaman "Ben hiçbirini gereği gibi göremem!" der.Elbet göremezsin, elbet gözlerinle göremezsin! Aklında ve anlayışınla görmek gerekir."

"Çünkü ordularımız İzmir rıhtımında ilk verdiğim hedefe,Akdeniz'e ulaşmış bulunuyorlardı"
...Bu yapıt, Türk ulusunun özgürlük ve bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz bir anıtıdır.Bu yapıtı yaratan bir ulusun çocuğu, bir ordunun Başkomutanı olduğum için sonsuza kadar mutlu ve bahtiyarım.

...Bu Meclis Türkiye halkının meclisidir.Bu Meclisin niteliği ve yetkisi yalnız ve ancak Türkiye halkının ve Türk yurdunun varlığı ve geleceği ile ilgilidir ve ancak ona etki yapabilir.Meclisimiz, kendi kendine bütün Müslümanlık dünyasını içine alan bir güç edinemez efendiler! Türk ulusu ve onun temsilcilerinden kurulmuş olan Meclisimiz kendi varlığını, halife unvanını taşıyan ya da taşıyacak olan bir kişinin eline veremez ve vermeyecektir efendiler!

"İnsanlıkta din duygu ve bilgisi, her türlü boş inançlardan sıyrılarak gerçek bilim ve teknik ışığıyla arınıp olgunlaşıncaya kadar, din oyunu oyuncularına her yerde rastlanacaktır."

Komutanlar, emir vermiş olmak için emir vermezler.Gerekli ve yapılabilecek olan işleri emrederken kendini, o emri yürütecek olanın yerine koymak ve emrin nasıl uygulanıp yürütülebileceğini düşünmek ve bilmek zorundadırlar.

"Efendiler, bu yazıların anlamı ve düşüncelerin amacı bugün kolaylıkla anlaşılmaktadır.Yarın daha açık olarak anlaşılacaktır.Gelecek kuşakların, Türkiye Cumhuriyetin ilanı günü ona hiç acımadan saldıranların başında "cumhuriyetçiyim" diyenlerin yer aldığını gördükleri zaman şaşacaklarını hiç sanmayınız! Tersine, Türkiye'nin aydın ve cumhuriyetçi cocukları, böyle cumhuriyetçi geçinmiş olanların gerçek inanışlarını irdeleyip saptamakta  hiç de kararsız kalmayacaklardır."

....Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası diye bir parti kurdular.
"Cumhuriyet" sözcüğünü söylemekten bile çekinenlerin, cumhuriyeti, doğduğu gün boğmak isteyenlerin, kurdukları partiye "Cumhuriyet" hem de "İlerici Cumhuriyet" adını vermeleri, nasıl ciddi ve ne derece samimi bir davranış sayılabilir?
..."Parti, dinsel düşünce ve inançlara saygılıdır" sözlerini ilke edinip bayrak gibi kullanan kişilerden, iyi niyet beklenebilir mi? Bu bayrak, yüzyıllardan beri, bilgisizleri, bağnazları ve boş inançlara saplanmış olanları aldatarak özel çıkarlar sağlamaya kalkışmış kimselerin taşıdıkları bayrak değil mi idi?Türk ulusu yüzyıllardan beri, sonu gelmeyen yıkımlara, içinden çıkabilmek için büyük özveriler isteyen pis bataklıklara, hep bu bayrak gösterilerek sürüklenmemiş mi idi?"

MUSTAFA KEMAL ATATURK

27 Ekim 2017 Cuma

Kumaşlar hakkında

Doğal lifler: Bunlar kendi aralarında bitkisel ve hayvansal olarak ikiye ayrılıyorlar. En çok kullandığımız hayvansal lif, yündür. Farklı koyun ve keçi yünlerinden; angora, kaşmir, tiftik, vb. farklı isimlerle iplikler üretilir. Yün ipliklerle dokunan kumaşlar yumuşak, nefes alan, nem tutabilen, çok kolay buruşmayan ve buruştuğunda da kendini toparlayan özelliktedir.

Bir başka hayvansal lif kaynağı da ipektir. En büyük özelliği parlak ve yumuşak dokusudur.

En çok kullandığımız bitkisel lifler ise pamuk ve ketendir. Nefes alma ve nem tutma özellikleri üst seviyededir. Kolay buruşmakla birlikte yıkanması ve ütülenmesi de kolaydır. Özellikle yazlık kıyafetlerde kullanılır. Yumuşak olması (bkz. “pamuk gibi”) ve alerjik reaksiyonlara sebep vermemesi nedeniyle, vücut ile sürekli temas halinde olan kıyafetlerde (gömlek, tişört, iç çamaşırı, çorap) özellikle tercih edilmelidir.

Yapay (sentetik) lifler: Bunlar da kendi aralarında sentetik ve yarı sentetik olarak ikiye ayrılıyor."Yapay ipek” olarak ortaya çıkan bu kumaş türünün genel adı “rayon” olmakla birlikte; kendisi ile viskoz, modal, asetat şeklinde de karşılaşabilirsiniz. En önemli özelliği parlak olması ve canlı renklere boyanabilmesidir. Nem tutma özelliği yüksek olmakla birlikte, sağlamlık ve kendini toplarlama konusunda sınıfta kalır. Son zamanlarda sıkça karşılaşılan “bambu” ise yarı sentetik liflerden üretiliyor.

Sentetik lifler ise tamamen kimyasal yöntemlerle üretiliyor. Karşımıza naylon, polyester, polyamid, vb. isimlerle çıkıyorlar.

Doğal her ürünü (deri ayakkabı, yün takım elbise, pamuklu gömlek, vb.) kullandıktan sonra en az 24 saat dinlendirmek gerektiğini hatırlatayım bu vesile ile. Dinlendirmeden sürekli kullanmanız durumunda, ömürlerini oldukça kısaltırsınız.

Olması gereken:
Takım elbise: %100 yün
Gömlek, tişört: %100 pamuk ya da keten
Kravat/papyon: %100 ipek
Çorap: %100 pamuk (Artık pek zor buluyorum, %10 sentetik malzeme karışımına razı oluyorum)
Şapka: %100 yün ya da pamuk

http://adamgibigiyin.com/

22 Ekim 2017 Pazar

Kendi Stilini Yarat

"Şıklık üzerinizdeki kıyafetten çok bir kişilik meselesidir."
Jean Paul Gaultier

  • Lacivert ve siyah takım elbise sadık birer dosttur.
  • Lacivert takım elbise, özellikle iş hayatında güç, otorite ve saygınlık simgesidir.
  • Gömlekte beyaz ve mavi(Gökyüzü mavisi) asla ama asla vazgeçmeyin. Karizmatik gösterir
  • Pembe gömlek tercihi olursa "toz pembe" olmalı
  • Gardıropda mutlaka lacivert bir blazer ve koyu lacivert bir jean olmalı
  • Gömleğin yakasının ölçeği kafanızın büyüklüğü ve yüzünüzün uzunluğuyla orantılı olmalı
  • Pantolon ceplerine kalın cüzdan ve anahtarlık gibi şeyleri koymayın
  • İtalyan vücüt yapısına sahip değilseniz, slim fit yerine comfort fit gömlekleri tercih edin
  • Paca genişliği ayakkabı buyukluğuyle uyumlu olmalı
  • Kemer ve ayakkabı her zaman aynı renk ve materyalden olsun
  • Ceketiniz desenli(çizgili/kareli) ise gömlegi düz tercih edin
  • Çok ince kravatlar cok ince erkekler içindir
  • Kravatınız ve mendiliniz birebir aynı desen ve renkte olmasın.
  • Yazlık kışlık ayrımına dikkat
  • Desen bilgisi en mütevazi gardıroplara dahi derinlik ve zenginlik kazandırır.
Kendiniz olun.
Kıyafetiniz üzerinize tam otursun
Klasik ve zamansız parçalara yatırım yapın
Yalın olun
  • Renk uyumuna özen
  • En önemli aksesuar, saat, sonra kol düğmeleri,mendil,kravat,gözlük,kemer,ayakkabı ve parfüm
  • Anahtar kelime:Sadelik
Yerine göre giyinin
Detaylara özen gösterin
  • Bütünü zirveye taşıyan detaylardır
  • Küçük ayrıntılarla farklılaştırın ve zenginleştirin
  • Erkeğin ayakkabısı çok önemlidir.Kaliteden ödün vermeyin.Şık ve rahat ayakkabıya yatırım yapın
Marka logosu bir statü ve şıklık göstergesi değildir.Kendine sakla.

"Lüks rahat olmalıdır.Aksi takdirde lüks olmaz." Coco Chanel

Rüzgar Mira Okan

Oyunu Değiştiren Felsefe

Topa vur,futbol oyna, her zaman ve her yerde.

"Değerli olmak için cesur ol!"

"Kaybetmenin ne olduğunu öğrendim.Bu gerçekten çok acı verir.Yenilgi size tekrar ayağa kalkmayı ve kazanmanın ne kadar zor olduğunu öğretir....Eğer kaybetmişseniz, suçlanacak tek kişi sizsinizdir.Eğer işler istediğiniz gibi gitmiyorsa, bunun sorumlusu sizsinizdir."

Sihirli formul: Yetenek + Özveri

İyi liderler yetenekleri keşfeder ve kültürel farklılıklarını gözetmeksizin onların kendilerini adamalaını ve başarıya aç olmalarını sağlarlar.Tüm bu farklılıkları birbirine uydurmayı ve onlarla başa çıkabilmeyi bilirler.Onlar örnek teşkil eden ve dolayısıyla özverilerini sergileyen liderlerdir.

Bir liderin davranışlarının inandırıcılığı herkesi memnun etmesiyle ya da çoğunluğun istediğini yapmasıyla ölçülmez.Birinin düşüncelerini hareketleriyle ya da hareketlerini düşünceleriye başkasına kabul ettirmesi bunu ifade eder.Bu genellikle revaçtaki görüşe aykırıdır ve tek başına alınan kararlarla uygulanır.

Beraber çalışacağınız insanları dikkatli seçin ve onlara kendi kişiliklerini kesin olarak geliştirebilecekleri bir ortam vaat edin.Eğer onları büyütebilirseniz siz de büyürsünüz.Beraber gelişirsiniz.

Eğer takımınızın yenilmez oyunculardan kurulu olmasını istiyorsanız onara öylelermiş gibi liderlik edin.Lider diğer insanların bir aynasıdır.Büyük liderler çevresindekilerin de büyük olduğundan emin olurlar.Kimse büyük olmayan bir lideri takip etmek istemez.

En önemlisi de o(Pep) herkesten fazla şeyley başarmış biri, çünkü tüm hayatı boyunca yaptığı bir şey var:Gözlemlemek.

Büyük liderler ve dahiler yaptıkları şeye tutkuyla bağlıdırlar.Yaptıkları işe diğer ölümlülerden daha adanmış oldukları için bu tutku doğal olarak zamanla saplantıya dönüşebilir.

İyi bir lider çevresindeki araziyi çok iyi tanır.Kendini içinde bulunduğu kurumun DNA'sına gömer.Kütürlerin kendine has özellikleri bilinmeli ve onlarla başa çıkmak için neler yapılacağı öğrenilmelidir.

Güven kazanmak cok zordur ama onu kaybetmek kolaydır.

Çalışmak, çalışmak ve daha da çalışmak.Başka bir sır yok.Başka bir yolu da yok...Guardiola tarzı tek bir değişmez şarta balıdır.Çalışmaya duyulan adanmışlık.

İyi bir lider her şeyin değişebileceğini bilir, tek bir istisna hariç:Her şeyin değiştiği gerçeği.

"Kelimelerden etkilenmiş olabiliriz ama sadece iyi bir örnek insan bizi alıp götürür."Konfüçyüs

...Bir şeyi çok erken yapmak da çok geç yapmak da yanlıştır.

Bir lider, örnek teşkil ettiği müddetçe inandırıcıdır.Hiçbir lider şahsen içinde olmadığı bir topluluğu motive edemez.

Değerler ve davranışlar, sonuçlara karar verecektir.

Biraz da spor - "The Chance" with Pep Guardiola


21 Ekim 2017 Cumartesi

Game of Thrones




Olağanüstü bir senaryo

Nine noble families fight for control over the mythical lands of Westeros, while a forgotten race returns after being dormant for thousands of years.

 http://www.imdb.com/title/tt0944947/?ref_=ttvi_tt





14 Ekim 2017 Cumartesi

Biraz da müzik...Primavera (Ludovico Einaudi)

 Kürk Mantolu Madonnayı Ludovico Einaudi eşliğinde okumanızı tavsiye ederim:-)

Kürk Mantolu Madonna

"Hissettiğim şey daha iyisi yazılabilir mi...Harikulade birşey var ise onu okurken bana yaşattığı için Sabahattin Aliye binlerce kez teşekkürler. " Cenk E.

Raif Efendi, Maria Puder teşekkürler

"İnsanlar nedense daha ziyade ne bulacaklarını tahmin ettikleri şeyleri araştırmayı tercih ediyorlar.Dibinde bir ejdarhanın yaşadığı bilinen bir kuyuya inecek bir kahraman bulmak, muhakkak ki, dibinde ne olduğu hiç bilinmeyen bir kuyuya inmek cesaretini gösterecek bir insan bulmaktan daha kolaydır."

"..Her şeye hazır bulunan ve kimden ne gelebileceğini bilen bir insanı sarsmak mümkün müdür?"

"İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rasgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar."

"En büyük acıya yüzündeki tebessümü muhafaza ederek tahammül eden bu adamın hayali beni hiç bir zaman terk etmemiştir."

"Bir kadın herhangi bir şekilde hoşuma gidince ilk yaptığım iş ondan kaçmak olurdu..."

"O resim aradığım bu insanı bulmanın mümkün olduğuna, hatta ona pek yakın bulunduğuma, bir müddet olsun beni inandırmış,içimde, bir daha uyutulması kabil olmayan bir ümit uyandırmıştı."

"...bir gece için bu kadarı çoktu bile.Zaten küçüklüğümden beri saadeti ısraf etmekten korkar, bir kısmını ilerisi için saklamak isterdim..."

"Demek gidiyorsunuz?" dedi (Maria Puder)
Yüreğim hoplayarak bir adım ileri attım.Beni memnun edip etmediğini o anda tayin edemediğim bir ihtimal ve aklıma getirmekten korktuğum bir ümitle:
"Gitmeyeyim mi?" dedim  (Raif)

"Birçok şeye ihtiyacımızı ancak onları görüp tanıdıktan sonra keşfetmez miyiz?"

"...İçime çektiğim bu ıslak hava ne kadar tazeydi!Yaşamak, tabiatın en küçük kımıldanışlarını sezerek, hayatın sarsılmaz bir mantık ile akıp gidişini seyrederek yaşamak, herkesten daha çok, daha kuvvetli yaşadığını, bir ana bir ömür kadar çok hayat doldurduğunu bilerek yaşamak...ve bilhassa bütün bunları anlatacak bir insanın mevcut olduğunu düşünerek,onu bekleyerek yaşamak..."

"...Başkasına merhamet etmek, ondan daha kuvvetli olduğunu zannetmektir ki, ne kendimizi o kadar büyük, ne de başkalarını bizden daha zavallı görmeye hakkımız yoktur."

"..fakat elde edebileceğimi de kaybetmek korkusuyla,...yakalamak istediği harikulade güzel bir kuşu küçük bir hareketiyle kaçıracağından korkan bir insan gibi atıl kalıyordum."

"..ileriye atılmayan her adımın insanı geriye götürdüğünü ve yaklaştırmayan anların muhakkak uzaklaştırdığını karanlık bir şekilde seziyor...

"Evden çıktıktan sonra bir şey unuttuğunu fark ederek duraklayan, fakat unuttuğunun ne olduğunu bir türlü bulamayarak hafızasını ve ceplerini araştıran, nihayet, ümidini kesince, aklı geride, ileri gitmek istemeyen adımlarla yoluna devam eden bir insan gibi üzüntülüydüm."

"Bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla bağlanabilirmiş."

"Asıl mühim olan,iki insanın birbirini bulması bu derece güç olan şu dünyada, bu nadir saadete ermekti."

"Yalnız kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırlayışta insanın içini sızlatıyor.Bunun sebebi herhalde "Bu öyle olmayabilirdi!" düşüncesi..."

"Hayat ancak bir kere oynanan bir kumardır..."


6 Ekim 2017 Cuma

Çatıdaki Pencere

"Ölmek, var olmuş olmak ve artık olmamaktır" derdi Saramago

Böyle sisli bir sabah, görüşü engellemeyen ama kenti gizemle ve hayallerle sarıp sarmalayan uçarı bir sis. Isaura tüm bunların tadını çıkarıyordu...

"İyi insanlar mıdır?"
"Kimileri öyle, kimileri değil, her yerdeki gibi..."

"...İnsanların sürdürdükleri talihsiz hayatın ötesinde büyük bir ideal, büyük bir umut var.Her birimizin yaşamını bu idealin, bu umudun yönlendirmesi gerektiğini öğrendim.Böyle düşünmeyen insanlar varsa, doğmadan önce öldükleri içindir."

"Evet, zaman değişti, ama insanlar aynı..."

"...Onun durumunda biriktirilen altın değil, yaşam tarzının sağladığı tek fayda olan daha fazla deneyimdi.Deneyim de, tıpkı yerinden kımıldatılmayan altın gibi, kullanılmayınca yarasızdı kuşkusuz:Üretmiyordu, sonuç getirmiyordu, faydasızdı."

"Bağlanmak istemiyordu çünkü bağlanmak, içinde yaşadığı faydasız yaşamı itiraf etmek anlamına gelecekti."

"Yaşam her saat yararlı olmalıydı, kendini oraya buraya yansıtmalıydı.Yaşama tanık olmak hiçbir anlama gelmiyordu.Yaşama tanık olmak ölmekti....İnsanın orada ya da burada olması değildi önemli olan, yaşamın kendini yansıtmasıydı, bir hayvan gibi akışa kapılmak olmamalıydı, suyun çeşmeden akması gibi bilinçsiz olmamalıydı.Ama nasıl kendini yansıtmak? Nereye doğru yansıtmak?..."

"Görüyorum.Sadece sözcükler yüksek sesle söylendikleri zaman utanıyorsunuz.Düşünülmeleri utandırmıyor."

"İnsanlar arasındaki sevgisizliğin sorumlularını nasıl sevebilirim ki."

"Sevgi zayıfların söylemi, nefret güçlülerin ruhudur."

Jose Saramago

13 Ağustos 2017 Pazar

Fences

http://www.imdb.com/title/tt2671706/?ref_=ttmi_tt

"Some people build fences to keep people out, and other people build fences to keep people in."

"Your daddy wanted you to be everything he wasn't, and at the same time, he wanted you to be everything he was."

"Go on back in there, go to bed, and get up on the other side."

16 Temmuz 2017 Pazar

15 Temmuz 2017 Cumartesi

Looking for Eric

http://www.imdb.com/title/tt1242545/?ref_=nm_flmg_act_15

"When the seagulls follow the trawler, it's because they think sardines will be thrown into the sea."

"I am not a man, I am Cantona"

"Always got more choices than we think. Always. More possibilities."

.. takım olmak, pes etmemek, risk almak, beklenmeyeni yapmak, önce kendini eğlendirmek, isyan etmek, hayata bağlanmak gibi bir dolu şeyin, futbol sahasının içinde bir maç sırasında, hem de aynı maç içinde gerçekleşebileceğini gösteriyor bize.

8 Temmuz 2017 Cumartesi

Othello


Iago:
İlk bakışta işinin tam adamı gibi gözükürler,
Oysa hep kendi çıkarlarını düşünürler,
Hizmet gösterilerinde bulunup efendilerine,
Kendi kazançlarını gözetip ceplerini doldururlar,
Sonra da efendilerini bırakıp kendilerinin efendisi olurlar.

Othello:
Kavga,dövüş ve savaş dışında,
Pek az şey bilirim, bu koca dünya hakkında.
Bu yüzden savunmak için kendimi,
Süsleyip püsleyemem sözlerimi.

Iago:
Kötülüğün asıl yüzünü açıkca görebilmek için, kötülük etmek gerekir.

Cassio:
Evet,iyileşmeyecek bir yara aldım.İtibar!İtibar!İtibar!

Iago:
En kara günahları işletecekleri zaman şeytanlar;
Bunu önce sevap diye yutturmaya kalkarlar,
Tıpkı benim yaptığım gibi.

Othello,
Hayır, bir kez fırsat verdin mi kuşkuya
Karara da vardın demektir.

Iago:
Vicdanların en büyük kaygısı,
Günah işlememek değil, saklamaktır günahlarını

Iago:
Kuşku uyandıran bir düşünce tatsız gelmez önce.
Ama aslında zehirdir, insanın kanına bir girdi mi
Yanıp tutuşur kükürt ocağı gibi.

Othello:
Ama şeref ne diye yaşasın namus gittikten sonra.
Hepsi gitsin daha iyi.

W.Shakespeare

28 Haziran 2017 Çarşamba

Acele Etme Çabuk Ol

Bir ortaçağ toplumu olmaktan kurtuluşumuz da garipliklerden birisidir.Cumhuriyetimizin ilk 15 yılındaki toplumsal değişimimiz, benzerine benim dünyadan başka örnek bilmediğim bir füze yükselişidir.
Çok kısa hatırlatıyım.
Yüzyıllarca hurafelerle beyni çürütülen toplum, Milli Mücadele ve Cumhuriyetle uyandırılmıştır.

Bir erkek...,ille de fes giyiyorsa, bu sadece görünüşteki bir değişiklik isteğinden doğmaz, bu kafanın dışından değil, içinden doğan bir gösteri hırsıdır.

Yalnız okul ve meslek bilgileriyle yetinecek bir insanın ileri toplumların nereye vardığını anlaması mutlaka olanak dışındadır.

"okumuş bir aptal, okumamış bir aptaldan daha büyük bir aptaldır"

Bütün şehirlerin ve ülkelerin kendi tarihlerine karışmış olan ünlü olay ve kişileri, mutlaka kullanmaları doğru olur.

Her deli filozoftur, her filozof deli değildir

Bayram etmek, bezdirerek akan ömür günlerinden kurtuluş çaresi aramaktır.Ruhlarımızı kurtarmak için fırsattır.

Kral Mausolos , Mausoleum, Atatürk Mozolesi

1956-57 İmar hareketi adı verilen tahribatla öylesine tahrip edilir ki, tarihteki İstanbul'un karakteri bombalanır.

İstanbul'un bu ağır yükünden kurtulmasına çare bulunamaz...Hele adına, demokrasi adını taktıkları halk dalkavukluğu yönetim biçimlerinden kurtulmadıkça.

Şehir denen kuruşun bir uygarlık düzeni olduğu,isterse bahçe duvarı olsun, her yapının tüm toplumun çehresi ve kaderi olduğu, herkese anlatılmalıdır.

Nüfusu son 60 yılda 1 milyondan 20 milyona çıkmış olan İstanbul, mahşerleşmesini bu hızda sürdürürse, gerçekten "mahşer" olacak

yaşadığım yuvam olan İstanbul, demokrasi zamparalarının eline düşmüş aile kızı değil mi?

"Para ile iman kimdedir belli olmaz"

"Eğer pencereden atlayan bir banlacı görürseniz, hemen arkasından siz de atlayın!...Voltaire

"Dört bucağa yayılmış kötü kişiler / Yalınayak başı kabak bir takım adamlar /Duygulu insanlar hıçkırırken / Umursamazların kılı kıpırdamıyor / Bir zamanlar kendisine tabut alamayanlar / Türbe sahibi oluverdi."
Eski Uygarlıklar Şirleri (4000 yıl önce )

"Zehiri miktar doğurur. "(Dosis facut venenum)

Ser = baş

Sarhoş= Başı hoş demektir, kibar ve ince bir övgüdür

Günlük gazetelere sabah sabah bir göz atıp da hala çıldırmamış kişi bulunuyorsa eğer, bunlara hala iş veriliyorsa , toplumlara ihanet ediliyor demektir.Hele hala bu kişiye hak kullandırma palavrasına kanılıyorsa eğer, insanlık arkasından hançerleniyor demektir.

"Vicdansızlık, vicdanın yok oluşu nedeniyle yapılmaz.Aksine: Vicdan hükmüne sırt çevirerek yapılır." Kant

Sanat merceği gerçeği değiştirir

Sanatın kutsal borcu "düşündürmektir"

"İlim ilim bimektir / İlim kendin bilmektir / Sen kendini bilmezsen / Ya nice okumaktır.
Yunus Emre

"Sarhoşluk kusurları yok iken yaratmaz, var olan kusurları meydana çıkarır" Seneca

Politikacı takımları arasına girmek çok kolaydır....Giriş sınavları bu denli beleş olan başka herhangi bir görev, makam yoktur.

17 Haziran 2017 Cumartesi

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu

Sen, bir anlamda ikili kişiliği olan bir insandın, hem sıcakkanlı,hayatı hafife alan, hem de aynı zamanda sanatında acımasız bir ciddiyet sergileyen, görev bilinci taşıyan, son derece okumuş ve bilgili bir adamdın.

Sadece yalnızlık çeken çocuklar tutkularını bütünüyle,dağılmaksızın koruyabilirler.

İnsanların arasında yalnız olmaktan daha korkunç birşey yoktur.

Sen, yani bedenimle ait olduğum tek insan olan sen, beni sevmiyordun, o yüzden bedenime ne olacağı artık umurumda değildi.

...gördüm ki, tutkun bir sevgili ile para karşılığı satın alınabilen bir kadın arasında ayrım yapmıyor ve sen kendi tutkuna hiç düşünmeksizin adayabiliyorsun

Sen: "Ama yolculuklardan geri dönülür"
Ben"Evet, geri dönülür ama o zaman zaten artık unutulmuştur"

14 Haziran 2017 Çarşamba

İkna Dehası

altı farklı müzakere yöntemi...
İlki sakin olmak
İkinci olarak,birkaç saniye bile olsa hazırlık yapın ve zihninizi toplayın
Üçüncüsü karar merciini bulun
Dördüncüsü kimin haklı olduğu değil, amacınıza yoğunlaşın
Beşincisi, insanlarla iletişim kurun
Ve son olarak, onlara değer verin

Uzman olmayan kişi bir tarlaya baktığında düz bir zemin görür.Aynı yere bakan uzman zirveleri ve vadileri görebilir.

1-En önemli şey amaçlardır
2-Her şey karşınızdaki kişide bitiyor
3-Duygusal yatırımlar yapın
4-Her durum birbirinden farklıdır
5-Kademeli artış en iyisidir
6-Farklı oranda değer verdiğiniz şeyleri takas edin
7-Karşınızdaki kişinin standartlarını belirleyin
8-Manipulatif olmayın.Şeffaf ve yapıcı olun.
9-Her zaman iletişim kurun, malum olanı ifade edin ve vizyonunuzun çerçevelerini belirleyin
10-Gerçek sorunu bulun ve bu sorundan bir fırsat çıkarın
11-Farklılıkları kucaklayın
12-Hazırlanın - bir liste hazırlayın ve alıştırmalar yapın

Görünmezlik

  • Neler oluyor?
  • ortak düşman yönetimi
1-Amaçlar: 
  • Müzakarelerin en önemli unsurudur.
  • Sizi amacınıza ulaştırmayacak ilişkilere girmeyin
  • Yapmanız gereken ilk şey daha yola çıkarken hedefinizin ne olduğuna karar vermek ve yol boyunca bunu kendinize hatırlatmaktır.
  • Bir toplantıya katılmadan önce "Şu an sahip olmadığınız ve toplantının sonunda elde etmek istediğiniz şey nedir?" sorusu
  • Kendi hedeflerinizi düşündüğünüz kadar, diğer insanların hedeflerini de hesaba katmanız gerekir.Yoksa size destekleri azalacaktır.
2-Siz - Davranışlarınız, Güvenilirliğiniz, Şeffaflığınız
  • Eğer sık sık zıtlaşan biriyseniz, mümkün olanın sadece %25'ini elde edebileceğinizi bilin.
  • İnsanlarla etkileşiminizde sahip olacağınız en değerli varlık güvenilirliğinizdir.
  • Şeffaflık, bir şeyleri açık etmeniz gerektiği anlamına gelmez.Amacınıza ulaşabilmenizi sağlayacak kadarını açık etmeniz ve karşı tarafı rahat hissettirmeniz anlamına gelir.

9 Haziran 2017 Cuma

Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim

Sonra bir gün Allah'ın varlığını, yokluğunu değil de, dindar adamın Tanrıdan mükafat beklediği için, cennete girmek için, ölümsüz bir hayata kavuşmak için sevap işlediğini ve cezadan, cehennemden korktuğu için günahtan kaçındığını düşündüm.Dindar adamın bu hürriyetsizliği, bu bencilliği,hiç dindar olmamışım gibi şaşırttı beni.Ahmet o gün bu gündür bütün işlerinin mükafat kaygısıyla ceza korkusunun dışında yapmaya başladı.

...Beni geldiğim yere Anadolu getirdi.Kıyısından şöyle üstünkörü seyrettiğim Anadolu.Yüreğim getirdi beni geldiğim yere...

Haksızlığa,zulme,ölüme karşı yüzde kaçı savaşıyor insanların?Biz savaşıyoruz işte.İhtilaller yapan,barikatlar kuran yığınlar savaşıyor.

Sevmenin normalle,anormalle ilgisi var mı?

Ben çok güzel bir şey seyrediyorsam tiyatroda, daha ne kadar sürecek piyes diye aklıma getirmem.Hiç bitmeyecekmiş gibi seyrederim oyunu.

Yan yana yürüyoruz.Üçümüz yan yana yürüyoruz:Ben, Anuşka, bir de ayrılık.

Yaşamak güzel şey be kardeşim.

Konuklarım kocalmamış.Onları son görüşümde kaç yaşındaysalar o yaştalar, am ben altmışımın içindeyim.Beş yıl daha yaşayabilsem...

Nazım Hikmet

20 Mayıs 2017 Cumartesi

Atatürk ve Demokratik Türkiye

Gazilik, XI. yüzyıldan beri Türkler için en kutlu unvandır.

Türk devriminin en derin etki yarattığı ülke, Hindistandır.

İslam devletleri arasında Mustafa Kemal'in emparyalizme karşı mücadelesini heyecanla izleyen ilk Müslüman devleti Afganistandır....İran'da olduğu gibi Afganistanda'da, Atatürk çizgisinde modern bir devlet yaratma girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştır.Bu ülkelerin başarısızlığı, çağdaşlaşma doğrultusunda Osmanlı Türkiyesi gibi uzun bir geçmişi ve deneyiminin olmaması, fikri bir aydınlanma süreci geçirmemesi ve toplumda kabile geleneğinin güçlü olmasından ileri gelmiştir.

...Atatürk devrimlerini sistemsel bir biçimde halk egemenliğine dayanarak, halk için gerçekleştirdiği imajını verdiği halde, Afganistan ve İran'da reform, kişisel patrimonyal bir egemenliğin eseri olarak gündeme gelmiştir.

Garpçılara göre, bize kadar gelen İslamiyet, modern uygarlığa ayak uyduramaz.Yeni bir ahlak İslamiyetin yerini alacaktır...İslamiyet'te de köklü bir reform gereklidir.

Atatürk, pozitif bilim düşüncesinin, Türk insanının sosyal ilişkilerinde, toplum ve kainat anlayışında kılavuz olmasını, gelenek yerine aklın almasını özlüyordu.Bu Türk insanının zihninde halife-sultan egemenliği yerine, millet egemenliğini yerleştirmek ne kadar güç, belki ondan da güç bir sorundu.Çünkü islam dini, sosyal ilişkiler ve yaşam tarzı söz konusu olduğunda öbür dinlerden, özellikle Hristiyanlıktan çok farklıdır.

Mustafa Kemal'e göre İslam dini, herşeyden önce akla, mantığa dayanan tabii bir dindir.Onun içindir ki, insanlık için son din olmuştur.Ona göre gerçek islamiyet, dine sonradan bulaşmış batıl inançlardan, hurafelerden arınmalıdır...Din ve ibadet kişinin bir vicdan işidir.

Velidedeoğluna göre "İleriye, daima ileriye, aydınlığa ve refaha doğru götürmek Atatürkçülüğün özüdür."

"Gençler, yıkıcı devrimci hareketlere değil, demokrasi ortamında halka inmeli, sorunları öğrenmelive demokratik yollarla bu sorunların çözümünü aramalıdır." B. Ecevit

Müslüman halk, hükümdarla dirsek dirseğe oturduğu, İslam'ın getirdiği eşitliği yaşamında görüp hissettiği içindir ki, daha çok Müslüman'dır.İslamcı politikacıların halk psikolojisini iyi anladıklarını, bunun için demokrasi kahramanı olarak ortaya çıktıklarını, yazık ki, öbür politikacılar anlayamamaktadır....Ecevit'e göre fırsatçılar, halkın yoksulluğunu devrimlere affederler ve devrimlerin karşısına çıkarlar.Halk devrimlere ilgisizdir, çünkü hala altyapı reformları yapılmamıştır.

Esas sorun işsizlik, topraksızlıktır, sosyal adaletin, gelir dağılımını henüz gerçekleştirilememesidir.Ecevit sorunun altyapı reformlarıyla çözüleceğine inanmaktadır.

Türk tarihinin en büyük sorunu, Avrupa ile boy ölçüşme kompleksidir.Önce sorunu, onu alt etmekle yanıtlamış, bunu başaramadığı zaman da onunla bütünleşmekte aramıştır.Atatürkçülük, 150 yıllık bir tarihi gelişimin son ve radikal bir ifadesi olarak yorumlanabilir.

Mustafa Kemal, daha 1921'de böyle bir hukuk devrimini öngörmüştü. "...Bizim milletimiz ve hükümetimiz adalet ve fikir ve zihniyeti bakımından hiçbir uygar kavimden aşağı değildir....

İsviçre Medeni Kanunu'nu Meclis'e sunan gerekçede "Dinlerin sadece bir vicdan işi olarak kalması, çağdaş medeniyetin esaslarındandır" deniyordu.Kanun TBMM tarafından onaylanarak 4 Ekim 1926'da yürürlüğe girdi.

"Dünya'da herşey için , maddiyat için, maneviyat için muvakkakiyet için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin haricinde bir mürşid aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir.Memleketler muhteliftir, fakat medeniyet birdir ve bir milletin terakkisi için de bu yegane medeniyete iştirak etmesi lazımdır." M. Kemal Ataturk

...Özgürlük, özgürlüğü ortadan kaldırmak için kullanılamaz.Ama tarih gösteriyor ki, birçok dikta rejimleri, başlangıçta halk oyu ile iktidara gelmişlerdir. Milli Egemenlik, milli ve laik olmak zorundadır.Nasıl ki demokrasi sadece oy çoğunluğu demek değildir, Fransız devriminden beri demokrasi, aynı zamanda belli dünyevi bir hayat ve toplum felsefesinin ifadesi olarak gelişmiştir.

Etnik menşei'ni deşmek isteyenlere karşı Ziya'nın cevabı açıktır. "Atalarım Türk olmayan bir bölgeden gelmiş olsa bile, kendimi Türk sayarım; çünkü bir adamın milliyetini tayin eden ırkı menşei değil, terbiye ve duygularıdır."

Türk devletlerini zayıflatan, parçalanmaya götüren en önemli faktörlerden biri Türkler arasında bir saltanat veraset kanununun mevcut olmaması, egemenliğin yalnız Tanrı tarafından verildiği inancıdır....Bu inanç, hakanın unvanında: "Tengride Kut bulmuş" formulüyle ifadesini bulmuştur.Burada "kut" talih, kader Tanrı'nın lütfu anlamlarını taşır.

Doğu Avrupa'da bulunan Kıpçak Türkleri, Tatar diye adlandırıldı.

Eğer Türkiye, kendi kimliğini ve milli kültürünü geliştirerek modern dünyada bağımsız bir milli devlet olarak ortaya çıktıysa, bu başlıca eğitim, gazete ve bu bürokratik kuşak içinde sivrilen aydın liderlerin çabaları sayesinde olmuştur.

Atatürk hiçbir zaman dini bir reformcu olmaya özenmediği halde, gerçekte İslamiyette ileriye dönük derin bir devrim yapmıştır.

6 Mayıs 2017 Cumartesi

Alex Ferguson Hayat Hikayem


"Uzun bir süre görev yapmamım temelinde Bobby Charlton ve Martin Edwards'ı tanımam yatıyor.Bana verdikleri en büyük armağan, bir futbol takımından ziyade bir futbol kulubu yaratmam için bana verdikleri süreydi."

"İskoçlar çoğunlukla asık yüzlü olmalarıyla ünlüdür ki bunun sebebi güçlü bir iradeye sahip olmalarıdır."

"Genç insanlara sorumluluk duygusu aşılamak gerek.Enerji ve yeteneklerine bu duyguyu da katabilirlerse ödül olarak onları büyük bir kariyer bekleyecektir."

"İnsan kendi hakkını kendisi savunmak zorundadır.Bunun başka yolu yoktur."

"Maçlar oynanırken kendi takımımı teşvik etmek için değil, karşı takımı korkutmak amacıyla saatime birkaç kez vururdum."

"Kolay transferlerden hiç hoşlanmam.Bir oyuncuyu alabilmek için mücadele etmekten hoşlanırım, zira onu takıma katmak için verilen savaş sizin için değerli birşey elde ettiğiniz anlamına gelir."

"İnsan karakterini soyunma odasında bırakamaz, o da oyuncuyla beraber tünelden sahaya çıkar."

"Eric Cantona'dan sonra Manchester United taraftarları üzerinde en büyük yankıyı yaratan isim Ronaldo'ydu.Cantona'nın ulaştığı ilahlık mertebesine asla yükselemezdi çünkü Eric'in müthiş güçlü bir karizması vardı ama o da yeteneğini hemen ortaya koymuştu."

"Bir teknik direktör olarak her zaman su götürmez gerçeklere, kesin kanaate dayalı cabuk kararlar verdiğimde cok iyi sonuçlar aldığıma inandım."

"İşimin en önemli unsuru hakimiyettir.Hakimiyetini tehdit etmeye başladıkları anda onlardan kurtulman gerekir."

2010 sonbaharında emekli olup olmayacağım sorulduğunda içgüdüsel olara şöyle dedim :"Emeklilik genç insanların göredir çünkü yapabilecekleri başka şeyler vardır." 70 yaşında yapacak bir işi olmayan bir insanda sistem çabucak çöker.

...başarının sırrını aramaya gerek yok, temelinde tutumluluk yatar.

"Maçı kaybetmedik, sadece zaman yetmedi" Lombardi

"Yenilgiyi kabullendiğimiz öyle anlarda ondan sonra izleyeceğimiz yol konusunda içimde bir ışık doğardı.Hep şöyle hissederdim:Bu durumdan hoşlanmıyorum ama bu zorluğa karşı koymamız şart.Bir kademe üste çıkmamız lazım."

"Sahanın son üçte birlik kısmında farkı belirleyen şey nedir?Karar verme becerisi.Biz oyunculara hep bunu aşılamaya çalıştık.Şayet tekrar antrenörlüğe başlasaydım, her oyuncuyu konsantre olma becerisi kazanması için satranç öğrenmeye mecbur ederdim.Satrancı yeni öğrendiğiniz sırada bir oyunu belki 3-4 saatte bitirirsiniz.Fakat ustalaşıp hamle başına otuz saniyelik maçlar oynamaya başladığınızda zirveye ulaşırsınız.Baskı altında hızlı kararlar verirsiniz.Futbol da bundan ibarettir."

"Asla pes etmek yok - bu büyük bir inanç ve felsefedir.Ben hiç pes etmezdim."

"Bazı insanlar tatile çıktığı zaman sadece Glasgow sahilinden kırk kilometre uzaktaki Saltcoats'a gitmek ister.Bazıları onu bile yapmak istemez.Evde oturmaktan veya parktaki kuşları, ördekleri seyretmekten mutluluk duyarlar.Bazılarıysa aya gitmek ister.Her şey insanların tutkusuna bağlıdır."


1 Nisan 2017 Cumartesi

Karamazov Kardeşler

"Toprağa düşen bir buğday tanesi yok olmazsa, yalnızca bir buğday tanesi olarak kalır; ama yok olursa, o zaman bereketli ürün doğurur." (İncil, Yuhanna'dan)

Cennet dedikleri şey varsa bile, kendini bilen bir adam için senin o cennetine gitmek yakışık almaz.

Kimi zaman insanda hayvanca bir zalimlik olduğundan dem vurulur, ama hayvanlara yapılan korkunç bir haksızlık, bir hakarettir bu.Bir hayvan asla insan gibi zalim olamaz, böylesine ustalıklı, sanatsal bir zalimlik insanda olur sadece.

Alyoşa merakla, bunları ne diye söylüyorsun ağabey?
Ivan:
-Düşünüyorum da, şeytan yoksa, o zaman onu insan icat etmiştir; hem de kendi benzeri olarak inşa etmiştir.
-Tıpkı Tanrı gibi, değil mi?

İnsanların içinde taşıdıkları kendi günahlarından başka herkes ve herşey için de sorumlu oldukları inancınız doğrudur.

Zaten kurtuluş, kurtarıcının ölümünden sonra gelir.İnsanlar peygamberleri kabul etmez, onları öldürür, ama acı çekerek ölenleri severler, yok ettiklerini kutsallaştırırlar.Sen de toplum için çalışıyorsun, yaptıkların yarın içindir.Hiçbir zaman ödül arama.Bu dünyada en büyük ödülü almışsın zaten:Yalnız doğru insanlara nasip olan manevi sevinç...

Bence cehennem, sevememekten doğan acıdır.

"Yalnız yaşamak değil, alçakça ölmek de mümkün değil...Hayır baylar, ölüm bile şerefli olmalı!"

...Gerçekle yaşmaktansa hayal kurmalı.Hayal içinizi açar.Gerçek hayat sıkıcıdır.

"Çünkü hepimiz birbirimize karşı suçluyuz...Nasıl olsa birisinin hepsi adına gitmesi gerekiyor ya.Babamı öldürmedim ama gitmeliyim.Kabullendim!"

"...Öte yandan vicdan sorunu; bu, acı çekmekten kaçtığım anlamına gelir...İyi, hoş, ama yeraltı kasidemizi nerede okuyacağız? Neymiş sanki Amerika, Amerikada boş şey."

Eleştiri bölümü olmayan dergi, dergi değil ki.Eleştiri olmadı mı, yalnız övgü olur.Fakat hayatta sadece övgü yetmez.Onların şüphe potasından geçmesi, olgunlaşması ve buna benzer şeyler gerekli.

"...hayat aslında acı demektir.Acısı olmasa zevki de olmazdı; her şey sonu gelmez bir övgü ayinine dönerdi."

"...Ama bunların yanı başında sanığın ruhuna başkaldıran, zihnini çekiçleyen, kalbine zehir akıtan birşey daha var, bu onun vidanı sayın juri üyeleri, çektirdiği korkunç azaplar.Fakat tabanca herşeyi paklayacak, tabanca tek çıkar yol, başkası da yok!Ama bilmem ki Karamazov, orada ne olacağını hiç aklına getiriyor muydu?Hem Karamazov'Un böyle Hamlet'çe orada ne olacağını düşünmesi mümkün mü?Hayır, sayın juri üyeleri, başkalarında Hamlet'ler, bizde henüz Karamazov'lar var, o kadar!"

"İnsan parayla her yerde insandır."

"Merhamet, iyilik duygusu, ancak temiz bir vicdanın ürünleri olabilir."

"Kudret ne kadar büyükse, bunun kullanılması o derecede sorumluluk yükler."

"Sadece hayat veren değil değil, hayat verip hak eden, baba adını taşıyabilir."

"Sanığa en acı, en korkunç cezayı vererek ruhunu sonsuzluğa kazandırmak ister misiniz? Merhametinizle ezin onu."

"Bir suçsuzu cezalandırmaktansa on suçluyu affetmek daha iyi"

"Öyleyse gerçek uğruna kahraman olmuş Dmitri Karamazov.
...Evet, keşke bir gün ben de kendimi gerçek uğruna feda edebilsem!"

Dostoyevski

17 Şubat 2017 Cuma

Ölümlü Nesneler

"İnsan çevresindeki koşullar tarafından biçimlendiriliyorsa bu koşulların insanca biçimlendirilmesi gereklidir." K.Marx ve F. Engels

"Mücadele etmeden teslim olsak, hemencecik pes etsek yaşamanın ne anlamı kalır ki?"

"İki tarafın anlattıklarına kulak verip suya sabuna dokunmadan tarafsız kalmaktan kolay bir şey yoktur şu dünyada, çünkü bu sayede zinanın âlâsını işleyip vicdanımızı temiz tuttuğumuzu iddia edebiliriz."

"Fakat hayatta  bazı şeyleri anlamak, hele de insan yaşlanınca epey kolaylaşırdı."

"Eşyalar olarak başka seçeneğimiz kalmamıştı.Bir daha insanlar,asla eşya yerine konmayacak"

10 Şubat 2017 Cuma

Biraz da Film...Freedom Writers


A young teacher inspires her class of at-risk students to learn tolerance, apply themselves, and pursue education beyond high school.

Freedom Writers

5 Şubat 2017 Pazar

Aklını Kullan Aksini Düşün

Yanlış kararlar verdiğin için değil, doğru kararlar verdiğin için.
Elindeki verilere dayanarak mantıklı kararlar vermeye çalıştığın için.
Mantıklı kararlar vermekteki sorun, herkesin aynı şeyi yapabiliyor olmasıdır.
ÇIKMAZDASIN

En güvenilir, en garantili yolları seçmek istediğimizde bile, en azından bir an durup neler kaçırabiliyor olduğumuzu hayal etmeliyiz.

"Mantıklı adam kendini dünyaya uydurur.Diğeri, dünyayı kendisine.Dünyanın bütün gelişimi, mantığı bir kenara bırakan insanlara bağlıdır."
George Bernard Shaw

Hayatını şekillendirecek tek insan var.Sen

"Önemli olan birşeyleri nereden aldığın değil, nereye götürdüğündür" Jean-Luc Godard

"En tepedeki kişiysen düşünmen gereken tek şey kendi politikalarındır" Churchill
Eğer iki numaraysan, patronun ve rakibinin düşündükleri hakkında da kafa yorman gerekir.

Cehalet içinde yaşamak, bilgiyle yaşamaktan daha kolaydır.
İşin zevki, cevabı bilmekte değil problemi çözmeye çalışmaktadır.

Sana sürüden ayrılmamanı kim söylüyor? Kurt mu, sürü mü?

1 Şubat 2017 Çarşamba

Yitik Adanın Öyküsü

"...ama büyük anlar büyük sözler gerektirir."

"...sözcükler öyle güvenilmezdi ki bazı insanların bildiklerini düşündükleri şeyle diğerlerinin bilmediklerini düşündükleri şeyler arasında per fark yoktu."

"diğerleri uzaktan bakmışlardı...,televizyonlarının,duyguların bile küçültülüp sunulduğu o mucizeler avlusunun önünde otururken."

"ne çok kez kendimizi olduğumuz gibi gösterdik,oysa hiç uğraşmasak da olurdu, fark edecek kimse yoktu."

"tavuklarınızı yumurtadan çıkmadan saymayın"

"bir yolculuk ancak onu tamamlarsanız anlamlıdır ve şimdi henüz biz yarısındayız, ya da belki daha en başındayız, kim bilir, dünyadaki yolculuğumuz sona ermeden size anlamını söyleyemem."

"Sebeplerle silahlanmış bu gençlerin, doğrudan eylemi seçmeyecekleri, zekalarının yatıştırıcı etkisinin baskın çıkacağı tartışılabilir mi."

"...bir şeyi gerçekten istediğimizde, bilge bedenimiz bize acır, içinde arzularımızın tatminini taklit eder, düş görmenin anlamı budur."

"Eksik bir parça yoktu, güç kesintisi yoktu, ama motorun içlerinde bir yerde bir şey hasar görmüş ya da bozulmuştu, ya da giderek yıpranmıştı, bu insanlara olur, makinelere de olur, günün birinde beden, hiçbir uyarıda bulunmaksızın, Hayır, der, ya da ruh,ya da can,ya da istenç, ve hiçbir şey onu tekrar harekete geçiremez."

"..çubukların teker teker daha kolay kırıldıkları herkesin bildiği bir gerçektir."

"...hepimiz dünyayı sahip olduğumuz gözlerle görürüz ve gözler de görmeyi seçtikleri şeyleri görürler, gözler dünyadaki çeşitliliği ve onun mucizelerini yaratır...yalnızca bir illüzyon olsalar da."

"...bu dünyadaki en büyük güçtür, felaketlerden korkmazlar, çünkü yeni aşklar doğaları gereği felaketlerin en büyüğüdür, ani bir şimşek, haz dolu bir teslimiyet, huzursuzluk veren bir kafa karışıklığı."

"...gittiğim yere de bu anı da götürebilseydim başka bir şey istemezdim, yalnızca bir anı, konuştuğum şu anı değil, ondan öncekini ve ondan öncekini, şimdi neredeyse kayboldu, onu yaşarken kavrayamadım ve artık çok geç."

"Yolculuklar birbirini takip eder ve tıpkı nesiller gibi birikir, geçmişte olduğunuz torun ve gelecekte olacağınız dede arasında nasıl bir baba olacaksınız acaba.Bu yüzden her yolculuk, ne kadar faydasız olursa olsun gereklidir."

"...insan her gün yeniden doğar, bir önceki günü mü yaşayacağına yoksa yepyeni bir başlangıç mı yapacağına sadece kendisi karar verir."

"Farklı görüşler var, ki görüşler, bilmemiz gerektiği gibi, yalnızca tercihlerden doğar, herhangi bir görüşün aslında bir tercihin mantığa oturtulmuş ifadesi olduğunu bile söyleyebiliriz."

"...ve ben bir odun parçasıyla bu yük arabasını yakacağım, bir düşü yakar gibi..."

"...cevabı zaten biliyorsanız sorularınız sahtedir."


22 Ocak 2017 Pazar

Biraz da müzik - Yine Bir Gülnihal(Dede Efendi)


Cesur Yeni Dünya

"Ütopya" bazen yok yer anlamına gelir, Yunanca "ou-topos" kelimesinden türetilmiştir.Sir Thomas More 16. yüzyılda kaleme aldığı Ütopya adlı eserinde kelime oyunu yapıyor olabilir:Ütopya, güzel ama var olmayan bir yerdir.

"...Ne sebeple olursa olsun hatanızın üzerinde kara kara düşünmeyin.Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir." Aldoux Huxley

Günümüzün totaliter devletlerinde köleliği sevdirmek, propaganda bakanlıkları, gazete yayıncıları ve okul öğretmenlerine verilmiş bir görevdir....Propagandanın en büyük zaferi, bir şeyi yapmakla değil, onu yapmaktan kaçınmakla kazanılmıştır.Gerçek yücedir, ancak pratik bir bakış açısından bakılacak olursa daha yücesi, gerçek konusunda sessiz kalmaktır.

Geleceğin en önemli Manhattan projeleri, politikacıların ve katılan biliminsanlarının 'mutluluk sorunu' adını vereceği konuda, diğer bir deyişle, insanlara köleliklerini sevdirme sorunu konusunda, devlet sponsorluğunda yürütülecek büyük çaplı araştırmalar olacaktır.

...ancak toplumun iyi ve mutlu üyeleri olacaklarsa ne kadar az bilirlerse o kadar iyi olurdu.

Bu da mutluluk ve erdemin sırrıdır, yapmak zorunda olduğun şeyi sevmek.Tüm şartlandırmanın amacı budur:İnsanlara kaçınılmaz yazgılarını sevdirmek.

"Kitaplara ve çiçeklere, nefret besleyerek büyüyecekler.Refleksleri değişmez bir biçimde şartlandırılır.Hayatları boyunca kitaplardan ve botanikten uzakta, güvende olacaklar." dedi müdür.

Eğer farklıysan, yalnızlığa mahkum oluyorsun.Yalnız olana acımasız davranıyorlar.

Mutsuzluğu, burada yaşadığın sahte, yalancı mutluluğa yeğlerim.

"..Mutulukla uyuşmayan tek şey sanat değil, bilim de uyuşmuyor.Bilim tehlikelidir, büyük bir özenle ağzına gem vurmak ve zincire bağlı tutmak zorundayız."

İnsan eğer sorgulamaksızın kabullenmeye şartlandırılmamışsa, mutluluk gerçekten çok daha zor bir uğraş.

Yalnızca gençken ve refah içindeyken Tanrı'dan bağımsız olunabilir; bağımsızlık insanları güven içinde sona taşıyamaz.

"Ben keyif aramıyorum.Tanrı'yı istiyorum, şiir istiyorum, gerçek tehlike istiyorum, özgürlük istiyorum, iyilik istiyorum. Günah istiyorum."