Yarın buraya gelmeden edemem.Ben hayalperestim...
Yeni düş - yeni mutluluk!Yeni bir lezizi baştan çıkarıcı zehir! Ah, ona ne bizim gerçek yaşamımızdan!
..çevrende insan kalabalığının canlı girdabının nasıl kükreyip dönendiğini duyarsın, duyarsın, görürsün nasıl yaşıyor insanlar -gerçeklikte yaşıyorlar, görürsün, yaşam onlar için ödünç alınmış değil, yaşamları uyku gibi, hayal gibi uçup gitmiyor, yaşamları sonsuza dek yenileniyor...o zaman nasıl da neşesiz ve sıradanlık ölçüsünde tekdüze oluyor.
Hissedersin sonunda yorulduğunu, sonsuz çabada yorulduğunu bu yorulmaz fantezinin, çünkü sonuçta olgunlaşırsın, önceki ideallerini geride bırakırsın: Küle. kalıntıya dönüşürler, eğer başka bir hayat yoksa, onu bu kalıntılardan inşa etmek gerekecektir.Bu arada ruh hep başka bir şey diler ve ister!Ve hayalperest boş yere, külleri karıştırır gibi eski hayallerini karıştırır, o küllerde bir kıvılcım olsun bulmaya çabalar....ondaki daha önceden tatlı tatlı gelmiş, ruhu huzursuz etmiş, kanı kaynatmış, gözlerden yaşlar akıtmış ve kendisini görkemli biçimde kandırmış olan şeyi tekrar diriltmek için.
...sanki bir sakika bütün bir asır sürmeliydi ve sanki bütün yaşam durmuştu benim için...
Nastenka: Neden o siz değilsiniz? Neden o sizin gibi değil? Onu sizden daha çok seviyor olsam da o sizden daha kötü.
Nastenka:Neden en iyi insan bile sanki bir başkasından bir şeyler gizliyor ve ona karşı susuyor?...Herkes gerçekte olduğundan daha katı görünmeye çalışır, sanki herkes açıkça dışa vurursa duygularıyla alay edileceğinden korkmaktadır...
"Ah!Nastenka! Bir bilseydin şimdi nasıl bir yalnızlık içindeyim."
Dostoyevski